Yazar: edimodial

Couvade Sendromu Nedir?

Merhaba… Bu haftaki sağlık köşemizin konusu hiç duymadığınız ancak tüm toplumlarda oldukça sıklıkla görülen bir fenomen “Couvade Sendromu” yani eşi hamile iken çeşitli düzeylerde hamilelik belirtisi gösteren baba adayları. Çok enteresan değil mi? İlk duyduğumda bana çok enteresan gelmişti. Ancak meslekte geçirdiğim 22 yıl bu sendromun aslında bizim toplumumuzda da rastlandığını gösterdi.

Couvade (Kuvad) fransız bask dilinde bir sözcük; kuluçkaya yatmak, yumurtadan çıkmak sözcüğünden türetilmiştir. Terim değişkenlik gösterse de dünyanın her köşesinden kültürlerin bir çoğunun bireyleri tarafından gerçekleştirilen ilginç bir ritüeli tanımlar. Yakın tarihlere kadar bir isim verilememiş olsa da Couvade Sendromuna göndermelere yazın tarihinde birkaç yüzyıllardır rastlanmaktadır. Couvade ritüelinin çok eskilere dayandığı bilinmektedir.

60 yılında Diodarus Sikulus şu gözlemi yapmış; Korsika adasında bir kadın çocuk doğuracaksa adam hastaymış gibi yatağa yatar ve belli sayıda gün doğum yatağından çıkmaz. Eşi bebek bekleyen erkeklerde görülen gebelik semptomları (bulantı, kusma, hazımsızlık, sindirim sistemi sorunları karın ağrıları v.b.) öyle ki birçok edebi esere de konu olmuştur.

Shakespeare, William Wcherley gibi… Hatta Couvade Sendromu büyüsel inanışlarda da kendine bir yer bulmuş kayıtlarda en azından bir cadının, Evfame Macalyone, kadınların doğum sancılarını kocalarına aktardığına inanıldığından yakılarak öldürüldüğünü yazar (Frazer, 1910) Kralları, kontlar, asilleri tutabildiği gibi çitçileri, işçileri ve doktorları da tutabilir. Büyücülükte olduğu gibi folklorda da, özellikle bir semptom vardır ki, kocalar buna tutulduklarında bazen bunu karılarının gebe olduğunun bir işareti olarak yorumlarlardı; diş ağrısı… Bu inanış Britanya adalarının birçok kısmında kayda geçmiştir, tiyatro sahnelerinde replikler olarak canlandırılmıştır.

Hamile Babalar

Eşleri bebek bekleyen erkeklerin hiçte ender olmayan bir kısmında (yaklaşık %25) psikojenik kökenli bazı semptomlar, ortaya çıkmaktadır. En sık görülen semptomlar sabah bulantıları gastro intestinal yakınmalar (karın ağrısı, ishal, kabızlık gibi) depresyon, gerginlik, uykusuzluk, baş ağrıları, nadir de olsa aşerme gibi. Hatta literatürde doğum eylemini taklit eden tıbbi birnedeni olmayan kolik tarzı karın ağrıları olan vakalar eşinin gebeliğine paralel karın şişli iyaşayan babalar, epizyotomi hattı boyunca ağrı tarifleyen babalarda mevcuttur. Olguların yaklaşık 3′ te 1’in de semptomlar doğum sancıları başlamadan ortadan kalkar ama bazen tam bu sırada nüksedebilir. Diğer bir 3 ‘te bir, çocuk doğar doğmaz semptomsuz hale gelir, geri kalanlardaysa semptomlar birkaç gün daha sürebilir.

Bugün için bu fenomenin etiyolojisi, yani kökeni net olarak bilinmiyor. Ancak bilim insanları bunu özdeşim, iki değerlilik ve doğurmaya imrenme ile ilişkilendiriyorlar. En akla yatkınının ben kendi adıma eşi ile özdeşleşme olarak değerlendiriyorum. Yani bu durum erkeğin eşi ile arasındaki empati duygularından kaynaklanıyor olabilir. Burada karısının durumundan endişe duyan koca, biliçli yada bilinçdışı olarak, koruyucu bir önlemle onun derdini kendi üzerine almaktadır.

Couvade Sendromunda tedaviye gerek yoktur.

Semptomların çoğu doğumla birlikte geçer. Çok az sayıdaki vakada psikiyatrik desteğe ihtiyaç duyar. Evet esasında garip gibi görünse de bu fenomenin aslında ne kadar sık yaşandığını gözlemlemek zor değil, ben kendi adıma katılımcı ve empati yeteneği yüksek babaların anne adaylarına desteğimden memnuniyet duyuyorum. Belki de her baba adayı bir miktar kuluçkaya yatmalıdır.

Merhabalar, bu haftaki konumuz aslında bir sağlık sorunu değil. Kimileri için Sadece aşılması gereken bir detay, kimileri için ise hayat planı dahi Değiştirmesine yol açan kocaman bir sorun… Hymen, namı diğer kızlık zarı… Evet bu büyük bir mesele. Oysa hymenin kendisi varla yok arasında, bazı kadınlarda son derece ince yapılı, fizyolojik bir işlevi olmayan mukoza kalıntısından ibaret. Ancak özellikle son dönemlerde ülkemizde adeta genç kızların kabusu haline gelen bir fenomen.Bir çok genç kız ilişkiye girmemiş olsa dahi kendi kızlık zarına şüpheyle yaklaşıyor. Günlük aktivitelerinde bile sürekli bir endişe ve kaygı içindeler. Heleki %30 arasında rastlanan esnek zara sahip olma korkusu ile enerjilerini bu konu üzerinde yoğunlaştırıyorlar. Kimliklerinin, kadınlıklarının, insanlıklarının sadece bu embiryolojik mukoza artığı üzerinden sorgulanması gerçeği ile yüzyüze geliyorlar. Çok acı…

Bir kadın jinekolog olarak bu konu beni oldukça etkiliyor. Karşımda depresyon ve anksiyete oturan genç kızları gördükçe her seferinde aklımdan şu meşhur cümle geçiyor; “Coğrafya Kaderdir” Ben bu konu ile ilgili erkeklerin de detaylı bilgi sahibi olmaları gerektiğini düşünüyorum. Mesela esnek kızlık zarının kanamayacağı gibi, yada zar damarsız , yada zar damarsız ve ince bir bölgesinden yırtıldığında kanama olmayacağı gibi yada kızlık zarı kanamasının standart bir miktarı ve rengi olmayacağı gibi. Yada esnek olmayıp esneğe yakın kızlık zarı olan genç kızlarda uygun ıslanma ile normalden daha küçük penis ile ilişkide kanama olmayacağı gibi.

Bazen içimden şöyle diyorum “Tanrılar kan istiyor” Sanki ilkel bir kabiledeyiz, bir tören var ve o törenin olmazsa olmazı KAN. Böyle söylendiğinde konunun sosyolojik ve psikolojik boyutunun büyüklüğü daha da net algılanıyor diye düşünüyorum.

Elbette her ilişkinin kendi dinamiği var, ve hiç kimse bir çiftin iç dinamiği ile İlgili tasarruflarda bulunma hakkına sahip değil.Ancak kişiler arasındaki iletişimde kişilik haklarına saygı sevginin her zaman üzerinde gider. Saygı duymadığınız bir insanı sevmekte zorlanırsınız. Ve sevginin gündemi bunlar değil aslında. Empati, şefkat ve hoşgörü ile çözülemeyecek mesele yoktur hayatta… Tamamsa tamam, devamsa devam…

Elbette ki bir kadın olarak pozitif ayrımcılık yapıp kadınların safındayım, ne yazık ki eşit şartlarda başlamıyor hayat kadın ile erkekler arasında. Erkeğin sünneti davullu zurnalı kutlanırken ilk adetini gören kız çocukları tokatlanıyor hala.

Bir Cemal Süreyya dizesi ile konuyu kapatmak isterim.

“Sevişti bir bakir ile bakire erkeğe milli dediler kadına fahişe”

Merhaba bu haftanın konusu son derece sık kullanımı olan ertesi gün hapı, zannedilenin aksine bu yöntem bir doğum kontrol yöntemi değil. Diğer Yöntemler ile sıkıntıya düşülen zamanlarda, ki bunlar prezervatifin yırtılması veya çıkması, kullanılmakta olan doğum kontrol hapının üst üste 2 günden fazla unutulmuş olması, takvim metodu uygulamakta olan çiftlerde yumurtlama ihtimali dahilindeki günlerde ilişki yaşanması, başvurulan acil kontrasepsiyon yöntemi olarak kabul ediyoruz ertesi gün hapını.

Ertesi gün hapı nasıl kullanılır?

Şimdi merak edenler için konuyu daha detaylıca en sık kullanılan Ella 30 mg Vlipristal asetat denilen progesteron türevi bir madde içeren bir preperattır. Etkisini birkaç şekilde gösterir.

1. Yumurtlamayı engelleyerek,
2. Sevix denilen rahim ağzı bölgesindeki mukus tıkacı kalınlaştırıp spermin geçişini engelleyerek,
3. Rahim iç zarını incelterek döllenmiş yumurtanın tutunmasını engelleyerek.

Ne zaman almalıyım ?

Korunmasız veya başarısız korunma yöntemi uygulanan riskli bir durum söz konusu ise ertesi gün hapı kullanabilirsiniz, amaç yukarıdaki 3 yol vasıtası ileolası bir gebeliğim önüne geçmek. Önceden ilk 72 saat diyorduk ancak jenerasyon ilçlar 5 güne kadar etki göstemektedir. Püf noktası şu ne kadar erken alınırsa etkisi o kadar fazla olmaktadır.

Ayda kaç kere ertesi gün hapı kullanabilirim?

Bu bir doğum kontrol metodu olmadığı için ayda birden fazla önermeyiz.

Peki yan etkisi var mıdır bu yan etki tehlikeli ve kalıcı mıdır?

Evet gördüğümüz bazı yan etkileri vardır ertesi gün hapının, en sık Gördüğümüz adet düzensizliğidir, gecikmeler, uzamış veya kısalmış Adetler, lekelenme tarzı kanamalar gibi, bunlar kalıcı ve tehlikeli değildir ancak Döngüyü 1-2 aylık bir dönem için bozabileceği için kadının cinsel hayatını ve psikolojisini etkileyebilmektedir. Diğer gördüğümüz yan etkile; baş ağrısı, baş dönmesi, ağrılı adet görme, kasık ağrıları, bazen de alerjik cilt reaksiyonları gibi. Unutulmaması gereken bir konu ertesi gün hapı sadece o ilişki için geçerlidir,3 gün sonraki ilişkiyi korumaz.

Diyelim ki ilacı aldıktan sonraki 3 saat içinde kustunuz, ne yapmalısınız. Öyle bir durumda ilaçtan bir tane daha almanız uygun olur.

Ertesi gün hapı %100 Korur mu?

Hayır maalesef mevcut kimyasal korumalar içinde en düşük yüzde ertesi gün hapına aittir.

Ertesi gün hapı, doğum kontrol yöntemi olmayan yada korunma kazaları gerçekleşen cinsel ilişki sonrasında kullanılabilecek bir acil korunma yöntemidir. Ertesi gün hapı korunmasız ilişki sonrasında yumurtlamayı ertelemek şeklinde etki gösterir. Yumurtlamayı ertelemek sperm ve yumurtanın karşılaşmasını önler böylece gebelik henüz oluşmadan önce engellenmiş olur.

Ertesi gün hapının kullanımı son derece kolaydır, korunmasız ilişki sonrası olabildiğince hızlı şekilde 1 tablet ağız yoluyla alınır. Ne kadar çabuk etkisi o kadar etkili olur.

Ertesi gün hapı ne kadar etkili?

%75-80 arasında bir koruma sağlar. Dolayısıyla o siklusta ertesi gün hapı almış olsanız dahi adet gecikmeniz varsa mutlaka gebelik testi yaptırmanızı öneririm.

Sonuç olarak ertesi gün hapı;

• Bir metot değildir,
• Sürekli kullanılmaz,
• Kalıcı tehlikeli yan etkileri yoktur,
• Koruyuculuğu % 80 civarıdır,
• Siz yine de aile planlamasını ciddiye alın ve istenmeyen gebelikleri fiziksel ve ruhsal travmalardan kendinizi koruyun.

Adı ertesi gün hapı olsa da bu ilaç cinsel ilişkiyi takip eden 72 saat (3 gün) İçinde kullanılmalıdır. En etkili olduğu zaman aralığı ise cinsel ilişki sonrasındaki ilk 12 saattir. 12 saat içerisinde alındığında koruyuculuğu yaklaşık % 90 civarındadır. 2. güne kalırsa % 75 3. güne kalırsa bu oran % 55 ‘lere kadar düşer. 3 günden sonraki kullanımlarda etkili olmayacağı kabul edilir. Bir dipnot olarak ertesi gün hapının alımından sonra 3 saat içinde kusma gerçekleşir ise yeni bir tane alınması gereklidir. Ayrıca ertesi gün hapı % 100 etkili değildir; Zira ertesi gün hapı alındığında halihazırda yumurtlama gerçekleşmiş olabilir. Korunmasız cinsel ilişkiden sonra olabilecek en kısa sürede ertesi gün hapı almak ilacın etkisini artıracaktır.

Kürtaj Riskleri Nelerdir?

Basit bir operasyon gibi görünse de kürtajın da bazı riskleri mevcuttur. Bu riskleri artıran faktörler önemlidir. Gebelik haftası ilerledikçe kürtaja bağlı her türlü risk artmaktadır. Yapısal olarak rahim anomalisi olan hastalarda (rahimde perde veya çift rahim gibi) risk bir miktar daha yüksektir. Missedabortus denilen rahimde bebeğin kalp atımının durduğu vakalarda da kürtaj riski canlı bebekte olduğundan biraz daha yüksektir.

Böyle durumlarda uygun steril şartlarda tecrübeli ellerde uygun teknikle kürtaj riskleri oldukça azalmaktadır. Rahimin pozisyonundan kaynaklanan (öne veya arkaya aşırı dönük rahimlerde) veya rahim ağzının darlığından kaynaklanan bazı vakalarda kürtaj zor olabilir. Böyle durumlarda kürtajdan 4-6 saat önce rahim ağzını yumuşatıcı ilaç kullanıldığında işlem kolaylıkla yapılabilir.

Kürtaj Nedir? Riskler Var mı?

Kürtaj işlemi istenmeyen gebeliğin yasal sınırlar çerçevesinde cerrahi bir müdahale ile sonlandırılması işlemidir. Bu operasyon düşük riskli bir müdahale kabul edilmekle birlikte uzman olmayan kişiler tarafından ve steril olmayan ortamda, steril olmayan aletlerle yapıldığında bazı komplikasyona neden olabilmektedir.

Gebeliğin haftası arttıkça kürtaj işleminin riskleride artmaktadır. Kürtaşta cerrahi bir müdahaledir ve tüm diğer cerrahi operasyonlarda olduğu gibi bazı riskleri barındırır. Bunları konu başlıkları ile sıralamak mümkündür.

Kürtaj Sonrası Enfeksiyon

Steril koşullarda yapılan kürtaj işleminin kendisi enfeksiyona neden olmaz ancak hastanın kendisinin dikkat etmesi gereken çok önemli hususlar vardır. İşlem sonrası rahim ağzının henüz kapanmadığı erken dönemde (işlem sonrası ilk 2 hafta) cinsel ilişki olmalıdır, ayrıca hekimin reçete ettiği antibiyotik mutlaka kullanılmadır.

Kürtaj Sonrası Parça Kalması

Ultrason eşliğinde yapılan kürtaj işlemlerinde çok daha az olmak üzere bu risk tüm kürtajlarda mümkündür. Çok erken gebelikte veya 10 hafta sınırında yapılan kürtajlarda parça kalması komplikasyonu ile daha sık karşılaşılır.

Parça kalması demek gebelik meteryalinin rahimden tam olarak uzaklaştırılamamış olması demektir. İşlem sonrasında parça kalanlarda kanama 2 haftanın üzerinde sürer ve miktarı da fazladır. Ayrıca parça kalması müdahale edilmezse rahim içinde enfeksiyona yol açabilir. Tedavisi kalan dokunun çıkartılmasıdır.

Kürtajda Rahim Delinmesi

Vakum aspirasyon yöntemi ile yapılan kürtajlarda neredeyse hiç görülmezken küret kullanılan kürtajlarda nadiren de olsa gerçekleşen bir komplikasyondur. Gebelik haftası arttıkça bu kürtaj riski artar.

Kürtaj Yapılamaması

Rahime daha önce yapılan cerrahi işlemlerden dolayı rahim ağzının açılamaması nedeniyle kürtajın gerçekleştirilememesi durumları da görülebilir.

Asherman Sendromu

Rahim içi yapışıklık anlamına gelen asherman sendromu genellikle küretle yapılan ve endometriyumun çok kazındığı vakalarda yada steril aletlerle yapılmayan kürtajlarda enfeksiyon nedeniyle içeriden yapışması ile ortaya çıkan bir durumdur. Önemli bir kısırlık nedenidir.

Kürtaj Sonrası Gebeliğin Devam Etmesi

5 haftanın altında yapılan kürtajlarda yada HCG henüz yeni yükselirken yapılan kesenin görülmediği kürtajlarda gebelik devem edebilir. Buda kürtaj risklerinden biridir.

Kürtajdan Sonra Gebe Kalma

Halk arasında yaygın bir inanış olan kürtaj sonrası hamile kalamama doğru değildir. Tekrarlayan steriliteye uyulmayan, vakum değil de küret yöntemi kullanılan küretaj işlemlerinde tekrar gebe kalınması ile ilgili sorunlar yaşanabilir.

Kürtaj Nedir?

Kürtaj, istenmeyen gebelikleri sonlandırmak amacı ile yapılan cerrahi bir müdahaledir. Günümüzde yapılan kürtajlarda vakum aspirasyon tekniği kullanıldığı için sonraki gebelikler için bir risk faktörü oluşmamaktadır. Kürtaj her ne kadar küçük cerrahi bir müdehale olsa da sonuçta bir girişimdir ve sonra hamile kalmayı etkilemesi açısından hekiminde, hastanın dikkat etmesi gereken unsular vardır.

Kürtaj sonrası cinsel ilişki

Kürtaj işlemi sonrası önerilen 2 hafta cinsel hiç cinsel ilişkiye girilmemesidir. Bunun nedeni kürtajdan sonra, özellikle ilk hafta esnasında rahim ağzının açık olması ve mevcut kanamanın rahim enfeksiyonuna yol açabilmesidir. Kürtaj sonrası rahim enfeksiyonu gelecekteki gebelikleri etkileyebilecek çok önemli bir konudur.

Kürtajdan sonra hamile kalma için ne kadar beklenmelidir?

Vakum aspirasyon ile yapılan kürtajlarda işlem ile ilgili herhangi bir sıkıntı yaşanmadı ise takip eden ilk adet döngüsünde bile gebelik oluşabilir. Zannedilenin aksine en az 3 ay beklemek gibi bir zorunluluk yoktur. Ancak işlemi gebelik sonlandırılması ile gelen bir kadın çok büyük olasılıkla yani bir gebelik planlamaz ve yaşadığı bu deneyimi kötü etkilerini üzerinden atabilmek için bir süre bekler ve kendini hazırlar. Ayrıca sağlıklı bir gebelik ve doğum içinde annenin kendini gebeliğe fiziksel ve ruhsal olarak hazırlaması için belli bir süreye ihtiyacı olacaktır.

Kürtajdan sonra adet olmadan hamile kalınır mı?

Evet kalınabilir. Kürtaj işleminden yaklaşık 4-6 hafta sonra ilk adet kanaması gerçekleşir. Bu süre 6 haftayı geçiyor ve hala adet olunmadı ise mutlaka yeni bir gebelik ekorte edilmelidir.
Özellikle vakum aspirasyon ile yapılan kürtajlardan sonra rahim iç zarı çok hızlıca iyileşmekte ve işlemden sonra 2-3 haftada gerçekleşecek korunmasız bir ilişkide yeni bir gebelik mümkün olmaktadır.

Kürtaj Sonrası Gebelik

Hastalarımızın bize sıklıkla sorduğu sorulardan biri de, kürtaj olduğum için ilerde bebeğimize bir şey olur mu? Ne kadar süre hamile kalmamalıyımdır. İstemli veya zorunlu kürtaj sonrasında mutlaka şu kadar süre sonra hamile kalabilirsiniz veya sakın şu kadar süre hamile kalmayın gibi net bir ifade kullanmak pek doğru bir yaklaşım olmaz.

Çünkü burada hem kadının mevcut sağlık durumu hem de kürtaj fahtası önem arz etmektedir. 8 haftanın üzerindeki gebeliklerin kürtajı sonrası süreyi ortalama 1-2 ay diye öteleyebiliriz. Burada elbette anne adayının fiziksel ve ruhsal sağlığını da gözetmek durumundayız.

Kürtaj sonrası rahmin toparlanması ve dokuların iyileşmesi için en az 1 adet döngüsü beklemek uygun olur.

Kürtaj işleminden sonra tekrar hamile kalmak için öncelikle rahim içi dokuların tamamen iyileşmiş olması ve kanamanın durmuş olması beklenmelidir.

İyileşme süresi kişiden kişiye değişmekle birlikte ortalama 2,5-3 hafta civarıdır. Kürtaj Ankara işleminden sonra 14 ila 21 gün civarı yumurtalıklar yeni bir yumurta oluşturacak ve rahim içi de toparladı ise korunmasız bir birliktelikte yeniden bir gebelik oluşumu söz konusu olacaktır. Ancak bu kadar erken bir süre sonra yeniden bir gebeliği pek önermeyiz.

Kadın hormonal fiziksel ve psikolojik açıdan henüz kendine gelmemişken yeni bir gebelik kadının üzerinde bir yük oluşturacağı gerçeğini göz ardı etmemeliyiz.

Kürtaj fiziksel açıdan çok zor bir prosedür değil ancak psikolojik açıdan çiftler üzerinde ciddi bir yıpratıcı süreç olabilmektedir.

Dünyaya gelmek isteyen bir bebeği istememe ve sonlandırmanın verdiği psikolojik ağırlık acaba sonradan kısır kalır mıyım? Hiç çocuğum olmaz mı korkusu yaşamın anlamını dahi bir süre askıya alabilir. O yüzden planlanan gebeliğe kadar çiftlere anlamlı ve etkili bir doğum kontrol metodu ile korunmalarını öneriyoruz.

Kızlık zarı nedir?

Kızlık zarı, yani hymen vajinanın 1,5-2cm içerisinde ağız içi dokusuna benzer yapıda damar sinir açısından zengin olmayan mukoza katlantısıdır. Genç kız ilk ilişkiye girene dek bütünlüğü bozulmaz.

Kızlık zarı kesin kanar mı?

Kızlık zarının kesin kanayıp kanamayacağı sorusunun cevabı kızlık zarının yapısına bağlıdır. Esnek yapıda kızlık zarı kanamanın olmadığı zar yapısıdır.

Kızlık zarı kanı nasıldır?

Kızlık zarı tipine göre değişmekle birlikte ilk ilişki sonrası gelen kan genellikle açık kırmızı, pembe renkli bazen sürüntü tarzı kandır. Esnek zarlarda yırtılma olup kan gelmeyebilirken kalın yapıdaki kızlık zarlarında kan daha koyu ve fazladır.

Esasında kızlık zarı bozulduğunda herkeste aynı şekil ve miktarda kanama olmaz. Ancak genellikle kızlık zarı kanı az miktarda, kırmızı renkli ve kısa süreli bir kanamadır. Anormal kanamaların olması, çok miktarda ve durmayan kanamaların olması vajende ve çevre dokularda da yırtıklar olduğunu düşündürür ve doktora gitmeyi gerektirir. Bazen ertesi günde de kanama az az devam edebilir ve üst üste ilişki olduğu durumlarda kanama süresi uzayabilir. Kızlık zarı zedelenmesi de kanamaya sebebiyet verebilir.

Sürtünme ile kızlık zarı bozulması oldukça nadir görülen bir durumdur.Bekaretin bozulması için tam bir cinsel birleşme gereklidir. Sürtünme sonrası kan gelmesi de dokuda oluşan tahriş sonucudur. Ayrıca mastürbasyon, genital bölge travması, kazalar, şiddetli mantar enfeksiyonlarına bağlı kaşımalar da kızlık zarında zedelenme meydana getirebilir. Kızlık zarı zedelenmesinde zarta yırtık değil minik çentik yapıları oluşabilir ancak bu kızlık zarının bozulduğu anlamına gelmez. Kızlık zarı zedelenmesinin belirtileri hemen hemen kızlık zarı bozulmasının belirtileri ile aynıdır. Bu da kadının yanılmasına neden olabilir.

Zedelenme sonrasında tıpkı kızlık zarının yırtılmasında olduğu gibi kanama meydana gelebilir. Bekaretin bozulması dışarıdan bakıldığında anlaşılmaz. Böyle durumlarda meydana gelen birkaç damla kanama bile bu kadar hassas bir konuda kafanızda soru işaretleri oluşmasına neden olacaktır. Bunu anlamanın en net yolu bir jinekoloğa başvurup muayene olmaktır. Muayene sonrası mevcut durumun ne olduğu, zarın bozulup bozulmadığı yada sadece zedelendiği veya hiçbir sorun olmadığı, kanamanın çevre dokulardan geldiği jinekolog doktor tarafından size söylenecektir. Tam olarak bozulan kızlık zarında olası bir ilişkide kanama olmaz, ancak Zarda sadece zedelenme varsa ilk ilişkide kanama gerçekleşir.

Kızlık zarı kanı hangi renktedir?

Annüler, halka tarzındaki kızlık zarlarında bozulma sonrası kan pembeden açık kırmızıya kadar gider. Daha kalın kızlık zarlarının bozulması ile kırmızı, koyu kırmızı kan olma ihtimali daha yüksektir. Kanama bol miktarda ve yoğun oldu ise ertesi gün kahverengi şeklinde akıntılar da beklenen bir durumdur.

Kızlık Zarı Kanı Ankara

Kızlık zarında bir kanama olması mutlaka zarda yırtılma olduğu anlamına gelmez. Kızlık zarı zedelenmesi ile kızlık zarı yırtılmasının belirtileri birbirine çok benzer, kişi bunu kendisi ayırt edemez. Ayrıca burada kızlık zarının hangi yapıda olduğu da çok önemlidir.

Kızlık zarı çok kanar mı?

İlk ilişkide hymenin kanayıp kanamayacağı ve ne kadar kanayacağı tamamen kızlık zarının yapısı ile ilgilidir. Esnek zarlarda kanama olmaz iken kalın, delikli gibi zar yapılarında normalden fazla kanama durumları görülebilir.

Kızlık kanı ile normal kan arasındaki fark nedir?

Aslında kızlık zarı kanı ile normal kan arasında hiçbir fark yoktur. Farkı yaratan kızlık zarının şeklidir.Yırtılma bölgesi küçük olduğunda yada zardaki damarlanma az olduğunda kanama da az olacağı için daha sulu ve açık renkte görülmei normaldir.

Kızlık zarı kaç defa kanar ?

İlk ilişkide tamamen bozulmayan hymen yapıları mütakip ilişkilerde kısım kısım bütünlüğünü kaybedebilir ve kanama penisin rahat bir şekilde vajinaya girip çıkacağı duruma gelene kadar devam edebilir.

Kızlık zarı dikimi yaptırdığım anlaşılır mı?

Kızlık zarı dikimi deneyimli jinekologlar tarafından gerçekleştirilen bir operasyon olmalıdır. Partneriniz yada eşiniz kızlık zarı diktirdiğinizi anlamaz. Sadece dikkatli ve bu operasyonu sık yapan hekimler operasyon geçirdiğinizi anlayabilir.

Kızlık zarı dikimi ilişkide anlaşılır mı ?

Kızlık zarı dikimi sonrası, önerilere uyduğunuz ve işlemi güvenilir bir yerde yaptırdığınız taktirde partneriniz / eşiniz tarafından anlaşılmaz. Çünkü kanama aynen bakirelerde olduğu gibi hatta daha fazla olmaktadır. İlişkiye girip kan geldiğinden sonra ise işlemi yapan doktor dahil olmak üzere kimsenin bunu anlama ihtimali yoktur.

Kızlık zarı dikimi muayenede anlaşılır mı ?

Konusunda deneyimli ve bu operasyonu sıklıkla gerçekleştiren jinekologlar haricinde kızlık zarının dikiminin yapıldığı muayenede anlaşılmaz.

Kızlık zarı dikimi bir iz bırakmaz herhangi bir tahlilde veya ulturasonda çıkmaz, doğumda belli olmaz. Ancak işlem sonrası ilk ilişkiye girmeden önce yapılan bir jinekolojik muayenede deneyimli bir hekim bunu anlar. 18 yaşın üzerindeki bireylere yapılan kızlık zarı muayenesinde muayene sonucu sadece muayene olan kişiye söylenir.

Kızlık zarı dikimi nedir?

Kızlık zarı dikimi herhangi bir sebeple ki bu doğal cinsel ilişki ile olabileceği gibi vajinaya parmak veya başka bir cisim girmesi, yada zorunluluk, örneğin biyopsi yapma gerekliliği doğuran jinekopatolojilerde doktor tarafından cerrahi yollarla açılması sonucu bütünlüğü bozulan zar yapısının onarılması işlemidir. Kızlık zarı dikimi, genç bayanlar üzerinde oldukça ciddi psikolojik baskıya yol açabilmektedir. Ankara’da bize kızlık zarı dikimi ile ilgil başvuran kişilerin %80’den fazlası aslında kendini iyi hissetmek için yaptırdığını söylemektedir.

Geçici kızlık zarı dikimi anlaşılır mı ?

Geçici kızlık zarı dikimi daha önce bütünlüğü bozulmuş olan hymen kenarlarının çok çok ince ve görünmeyen iplerle yaklaştırılması esasına dayanan bir tekniktir ve doktor haricinde anlaşılmaz.

Kalıcı kızlık zarı dikimi anlaşılır mı ?

Çift kat mikrocerrahi yöntemi ile yapılan kalıcı kızlık zarı dikiminde vajina da bir miktar daralmaktadır. Bu teknikle işlem yapılan kadınlarda dikim anlaşılmaz.

Kızlık zarı acır mı ?

Kızlık zarı yapısı kan damarı ve sinir açısından zengin olmayan bir dokudur. Bütünlüğü bozulması halinde mutlaka büyük acılar duyulacağı hurafeden ibarettir.

Kızlık zarı ne kadar acır ?

Kızlık zarı bozulduğunda duyulacak ağrı hem kızlık zarı yapısına, hem de kişinin ağrı, acıyı algılamasına göre değişiklik gösterir. Hafif bir sızlama, gerilme duygusundan, bir yerin kesilmesi esnasında duyulan acıya kadar değişkenlik gösterir.

Kızlık Zarı Bozulduğunun Belirtileri: Kızlık zarı yapısına göre değişmekle birlikte zarın bozulduğunun en önemli belirtisi ilk ilişki sonrasında gelen kimi kadında az kiminde daha fazla olan kanamadır. Ancak esnek kızlık zarlarında ilk ilişki sonrasında kanama olmaz.

Kızlık zarı acısı nasıldır ?

Öncelikle ilk gece ilişkiye girerken kanamanın ve acının olacağına inanması, ve bunun şiddeti ile ilgili korkulara sahiptirler. Aslında kadın zihnini rahat bırakırsa, sevdiği ve güvendiği bir kişi ile yeterli ön sevişme ve ıslanma ile vajina çevresi esneyecek bir miktar gevşeyecek ve ilk ilişkisini oldukça rahat bir şekilde gerçekleştirecektir.

Eğer kızlık zarı yapısı kalın ise yada anatomik olarak cribriform yapısında ise o zaman ilişkide beklenen kan miktarı daha fazla olabilir ve acı da bir miktar daha fazla olabilir. İlişkide kanamanın ve acının fazla olmasının bir nedeni de genç kızın çevresinden duyduğu şehir efsaneleri, dehşet hikayeleri nedeniyle kendini rahat bırakmaması ile travmatik bir ilişki yaşanmasıdır.

Kuru bir vajina, yeterli uyarı alamayan bir kadın cinsel ilişkide acı hisseder, kasılır, bacaklarını kapatır ve korkudan eşini uzaklaştırır. Eğer eşi ilişki için zorlarsa acı, kanama, ağrı oluşur. Bu nedenle şunu unutmamak gerekir; yeterince uyarılmış ve ıslanması gerçekleşmiş bir kadın eşi ile ilk ilişkisini yaşarken acı çekmez.

Kızlık zarı bozulunca acı verir mi ?

Kızlık zarının tipine göre bu soruya cevap vermek gerekir, esnek ve esneğe yaklın zarlarda herhangi bir acı olmaz iken, daha kalın yapıda zarlarda sızlama tarzı hafif acı duyulabilir.

Çoğu genç kızda kanamanın çok olmasından ve bunun canını daha çok yakacağından korkar. Ancak bu da gereksiz bir endişedir. Çünkü kızlık zarı damar ve sinir açısından zengin bir doku değildir. Zar yapısı normal (en sık formu halka formudur) bir yapıda ise bir miktar kan gelecek ve neredeyse genç kız hiç acı çekmeyecektir.

Kızlık zarı acısı ne kadar sürer ?

İlk kez ilişkiye girip kızlık zarı bozulan kadınlarda ağrı, acı genellikle 1-2 günü geçmez. Kalın kızlık zarı yapılarında zar takip eden ilişkilerde farklı yerlerinden bozulmaya devam edeceği için ilk 3-4 ilişkide ağrı, acı duygusu normaldir.

Kızlık zarı acısı nasıl geçer ?

Kızlık zarı (hymen) vajinanın hemen girişinde yer alan 1,5-2 mm ebatlarında çoğu zaman ince ve bir mukoza katlantısından oluşmaktadır. Genellikle halka şeklinde ve ortası deliktir.

Kızlık zarı bozulduktan sonra genellikle genital bölgede sızlama, yanma, batma tarzı ağrılar olmaktadır. 1-2 gün içinde kendiliğinden geçen acılardır. Ancak çok rahatsızlık verirse lokal anestezik kremler ve buz uygulaması çözüm olmaktadır.

Genç kızlarda genel olarak yaygın olan kızlık zarının ilk ilişkide çok acıyacağı korkusu aslında çok gerçekçi bir korku değildir. Kadınlar ilk cinsel ilişkiye girecekleri o anı önceden çevrelerinden duydukları cinsel ilişkiye girmek ile ilgili bazı yanlış ve eksik bilgiler sonucunda, ilk cinsel deneyimlerinde ister istemez endişe içinde olabilmektedirler.

Ertesi Gün Hapı Nedir?

Ertesi gün hapı korunmasız cinsel ilişki sonrası acil kullanılan bir doğum kontrol metodudur. Ertesi gün hapları doğum kontrol yöntemleri kullanılmadan gerçekleşen cinsel ilişkilerden gebelik elde edilmesini engellemek için kullanılan ilaçlar olarak karşımıza çıkarlar.

Ertesi gün hapı konmasız cinsel ilişki sonrası yada kullanılan doğum kontrol yöntemi ile ilgili risk durumlarında gebe kalmamak için kullanılan bir haptır. Bir tür acil doğum kontrol yöntemidir ve o adet döngüsü içinde tek seferden fazla kullanılmaz. Etkili olabilmesi için riskli ilişkiyi takip eden ilk 72 saat içerisinde alınması gerekir.Ertesi gün hapları yüksek dozda pregesteron içerir ve bu nedenle düzenli kullanılabilecek bir doğum kontrol yöntemi değildir. Ayrıca var olan gebeliği sonlandırmazve kürtaj hapı değildir.

Ertesi Gün Hapı Nasıl Etki Eder?

Ertesi gün hapı rahimin iç tabakasını tahrip ederek olası bir gebeliğin bu alana yerleşmesini önleyerek gebelik oluşumunu engeller. Korunmasız cinsel ilişkiden sonra en geç 72 saat içinde alınmalıdır. Cinsel İlişkinin üzerinden 72 saatten fazla bir zaman geçtiğinde eğer döllenme olduysa yumurta rahme yerleşmiş olacağından herhangi bir şekilde önleyemeyecektir. Çünkü bu ilaçların en bilinen etkisi döllenmiş yada döllenmemiş bir yumurtanın rahme tutunmasına engel olmaktır.

Ertesi Gün Hapı Hamileliği Kesin Engeller Mi?

Ertesi gün hapının hamileliği engellemesi için 72 saatte, tercihen de ilk saatlerde alınmalıdır. Çalışmalar korunmasız cinsel ilişki sonrası alınan ertesi gün hapının ne kadar erken alınırsa etkisinin o kadar fazla olduğunu göstermektedir. Bu hapların koruyucu etkisi ilk  saatlerde alındığında %95 ‘lere kadar çıkmaktadır. Ancak süre uzadıkça gebeliği önleme oranı %70 ‘lere kadar inmektedir.

Ertesi Gün Hapının Yan Etkileri Nelerdir?

• Bulantı ve kusma (% 40-50),
• Adet düzensizliği,
• Ara kanamalar,
• Adet döneminde fazla uzamış kanama,
• Memelerde hassasiyet,
• Baş ağrısı ve baş dönmesi,
• Halsizlik.

Doğum Kontrol Haplarının Yan Etkileri

Doğum kontrol yapları içerisinde bulunan östrojen ve pregesteron hormonları doğum kontrol haplarından çok daha yüksek düzeydeler ve tek seferde bu kadar hormonu vicuda almak sık kullanımlarda adet düzeninin bozulması, endometriumun yani rahim iç zarının incelmesi gibi istenmeyen sonuçlar doğurabilir.

Doğum kontrol haplarının dahi çok uzun süreli kullanımlarında bazı yan etkilerinin olduğu dikkate alınırsa çok daha fazla dozda ve tek seferde alınan hormon içeren ertesi gün haplarının metabolizma üzerinde olumsuz etkiler yaratacağı tartışılmazdır.

Hapların içindeki bu hormonlar ve onlardaki ani değişimler en sık bulantı kusma gibi yan etkilerle karşımıza çıkıyor. Bununla birlikte sık kullanımlarda ilaç direnç geliştirmesi ve etkisinin giderek azalması da olası bir sonuç. Bazı kadınlarda mide bulantısının yanı sıra kusma, baş ağrısı, meme uçlarında hassasiyet, huzursuzluk hissi, baş dönmesi, duygu durum bozuklukları ve iştahsızlık gibi diğer yan etkiler de çıkabiliyor.

Ertesi Gün Hapının Yan Etkisi Ne Kadar Sürer?

Ertesi gün hapının kadı vücudunda yaratacağı yan etkileri şiddeti ve süresi kadın bünyesine göre farklılık göstermekle birlikte yan etkiler ilaç kullanımını takip eden ilk 3 gün boyunca devem edebilir.

Adet düzensizliği ise ertesi gün hapının alımından sonra 1-2 ay sürebilir.