Kategori: Kadınlara özel

Hamileliğin ilerleyen dönemlerinde uyku problemleriniz artabilir. Doğru pozisyonda kaliteli bir uyku, hem siz hem de bebeğiniz için çok önemlidir. Yüksek Topuklar ekibi olarak sizlere güzel bir uyku çekmenizi sağlayacak öneriler sunuyoruz. Hamilelikte uyku pozisyonlarını öğrenmek için özel haberimizi hemen okumaya başlayın!

Karnınız büyüdükçe uyumanız zorlaşır. Mide yanması, bel ağrıları gibi sorunlar da rahat bir uyku pozisyonu bulmanıza engel olur. Hamilelikte, yüzüstü ve sırtüstü yatmak uygun değildir. Sırtüstü yattığınızda, rahmin tüm ağırlığı bel kemiğinin ve sırt kaslarının üzerine yüklenir. Bu durum, ana kan damarlarının sıkışmasına sebep olur. Bu nedenle, hamileliğin son aylarında tavsiye edilmez. Yüzüstü yatmanız da pek mümkün olmaz.

Hamilelikte uyku pozisyonları

Hamilelikte uyku pozisyonlarından en iyisi yan yatmaktır. Hatta kan akışını daha rahat sağlamak için sol tarafa yatmanız çok daha iyidir. Yan yatmak bebeğinize hiçbir zarar vermez.

Yan yatın ve dizlerinizi bükün. Büktüğünüz dizlerinizin arasına yastık koyun. Hamile yastıkları da rahat bir uyku için sizi çok yardımcı olacaktır.

Bütün gece, aynı pozisyonda kalamayabilirsiniz. Uyandığınızda kendinizi sırtüstü yatar vaziyette bulursanız endişelenmeyin. Bu, bebeğinize zarar vermez. Tekrar yana dönüp kıvrılarak uyumaya devam edin.

Hamilelikte yatış pozisyonu bebeği etkiler mi?

Hamilelikte yüzüstü yatmak, bebeğinin etrafını saran amniyon sıvısı sayesinde bebeğe zarar vermez. Ancak, hamileliğin ilerleyen haftalarında büyüyen karnınızla durum değişir ve yüzüstü pozisyon sizin için hiç rahat olmaz.

Sırtüstü yatmak, bebek için sakıncalı bir durumdur. Bu nedenle, bebeğinizin sağlığı için sırtüstü yatmaktan kaçınmalısınız. Tam sağa veya sola doğru yatmanız da şart değildir. Karnınızı hafif yana çevirerek yatmanız yeterli olacaktır.

Hamilelikte uyumak için ne yapmalı?

Karnınız büyüdükçe rahat bir uyku pozisyonu bulmanız zorlaşır. Bebeğiniz hareketliyse size uykuda rahat vermeyebilir. Bunlara, bebeğin doğumu ve doğumdan sonrasıyla ilgili kaygılarınız da eklenince uykusuzluk problemi başlar.

Hamilelik döneminde uykusuzluk çekiyorsanız sizin için önerilerimiz var:
•Yatağa girmeden önce gevşemeye çalışın. Ilık bir banyo yapabilir veya gevşeme egzersizleri deneyebilirsiniz.
•Eşinizden, size masaj yapmasını isteyebilirsiniz.
•Yatak odanızın uygun sıcaklıkta, sessiz ve karanlık olmasına özen gösterin.
•Yatmadan önce sıvı alımını azaltın.
•Kafeinli yiyecek ve içeceklerden uzak durun.
•Tüm bunları denemenize rağmen gece uykunuzu alamıyorsanız, gündüzleri şekerleme yapmaya çalışın.

Hamilelikte uyku pozisyonlarını öğrendiniz. Hamilelik hakkında diğer yazılarımızı okuyun:

Hamilelikte egzersizin önemli faydaları

Hamilelikte kişisel bakım nasıl olmalı?

Hamilelikte hastalıktan korunmanın yolları

Hamilelikte artan hormonlar, şeffaf, kokusuz, beyaz renkli akıntıya yol açabilir. Bu tip akıntılarda tedaviye gerek yoktur. Ancak akıntı renkli ve kötü kokuluysa, böyle bir durumda tedavi olmanız gerekir. Peki, hamilelikte vajinal akıntı nasıl geçer? Yüksek Topuklar ekibi olarak sizlere bu sorunun cevaplarını sunuyoruz.

Hamilelikte vajinal akıntıdan korunmak için ne yapmalı?

Öncelikle vajinal akıntıdan korunmak için dikkat etmeniz gereken bazı önemli konular vardır:
•Pamuklu iç çamaşırı kullanmaya ve çamaşırınızı sık sık değiştirmeye özen gösterin.
•Hamilelik süresince rahat ve bol kıyafetler tercih edin. Dar pantolon ve taytlardan uzak durun.
•Duş esnasında vajinanızı sabunla yıkamayın. Çünkü, vajinayı sabunla yıkamak ve bunu çok sık yapmak, vajina florasını bozar, enfeksiyon riskini artırır. Genital bölge temizliği için özel olarak üretilmiş ürünler, vajina sağlığı için daha faydalıdır.
•Vajina temizliği için kesinlikle pudra, deodorant, kokulu sabunlar gibi ürünler kullanmayın.
•Cinsel ilişki sırasında mutlaka prezervatif kullanın. Prezervatif seçiminiz de kokulu, kayganlaştırıcılı olanlar yerine klasik olanlardan yana olmalı.
•Tuvaletinizi yaptıktan sonra vajinanızı daima önden arkaya doğru silmeye özen gösterin.

Hamilelikte kokulu akıntı neden olur?

Vajinal akıntıda koku, renk gibi çeşitli belirtiler varsa bunun nedeni; bakteriyel vajinoz ve mantar enfeksiyonudur:
•Bakteriyel vajinoz, vajinadaki kötü bakterilerin çoğalmasıyla ortaya çıkar. Akıntı dışındaki belirtileri, vajinada kaşıntı ve idrar yaparken yanmadır.
•Hamilelik döneminde östrojen hormonu seviyelerinin artmasıyla oluşan mantar enfeksiyonun belirtileri ise, peynir kıvamında bir akıntı, kızarıklık, kaşıntı ve yanmadır. Mantar tedavisinde en önemli nokta, genital bölgenin nemli kalmamasıdır. Vajina nemli kaldığı takdirde, mantarın gelişmesi için çok elverişli bir ortam oluşmuş olur.

Hamilelikte vajinal akıntı hakkında bilgiler edindiniz. Bu dönemde, kokulu akıntı problemiyle karşılaşırsanız mutlaka bir doktora başvurmalısınız. Doktor çeşitli testler sonucu size gerekli tedaviyi uygulayacaktır.

Magnezyum hamilelik döneminde anne ve bebeğin sağlığı için önemli minerallerden biridir. Bu dönemde yaşanan magnezyum eksikliği bebekte gelişim bozukluğundan, düşük yapmaya kadar birçok sağlık sorununa neden olabilir. ‘Yüksek Topuklar’ ekibi olarak anne adaylarına, hamilelikte magnezyum eksikliği hakkında faydalı bilgiler sunuyoruz.

Hamilelikte magnezyumun faydaları nelerdir?

Magnezyum minerali, kas gevşetici özelliğe sahiptir. Bu özelliği sayesinde hamilelik döneminin rahat geçmesini sağlar. Aynı zamanda, kalsiyum ile ilişkili olarak çalışan magnezyum bebeğin diş ve kemik yapısının gelişmesi için çok önemlidir. Hamilelerde de kemikleri güçlendirir, kan şekerini düzenler ve krampları azaltır.

Hamilelikte magnezyum eksikliği belirtileri nelerdir?

Hamilelikte magnezyum eksikliği, mide bulantısı, kusma, iştah kaybı, uyku bozukluğu, yorgunluk, hafıza problemleri, kalp atışlarında düzensizlik, güç kaybı ve preeklampsi gibi sorunlarla kendini göstermektedir.

Magnezyum doğumu geciktirir mi?

Hamilelikte magnezyum eksikliği rahim kasılmalarını artırarak erken doğuma yol açabilir. Anne ve bebeğin sağlığını olumsuz etkiler, bebeğin de magnezyum eksikliği ile doğmasına sebep olur.

Hamilelikte magnezyum eksikliği için ne yemeli?

Hamilelikte magnezyum eksikliği gidermek için bazı besinleri düzenli olarak tüketmek gerekir. Magnezyum içeren besinler şunlardır:

•Bulgur
•Buğday tohumu
•Ispanak
•Soya peyniri
•Badem
•Somon balığı
•Soya fasulyesi
•Patates
•Barbunya
•Yulaf ezmesi
•Yoğurt
•Fıstık ezmesi
•Barbunya

Hamilelik döneminde bu besinleri magnezyum içeren besinlerden tüketemiyorsanız ve magnezyum eksikliği yaşıyorsanız doktorunuzun tavsiyesi ile magnezyum desteği alabilirsiniz.

Hamilelikte magnezyum eksikliği hakkında faydalı bilgiler edindiniz. Son olarak, magnezyum eksikliğinde olduğu gibi fazlalığında da sağlık sorunlarıyla karşılaşabilirsiniz. Bu nedenle, magnezyumun kontrolsüz kullanılmaması gerektiğini unutmamalısınız.

TIKLA OKU: Hamilelikte beslenmenin doğru kuralları

Hamilelik sürecinde hiç kuşkusuz her ebeveynin tek dileği oluyor, bebeklerinin sağlıklı dünyaya gelmesi. Ancak zorlu bir o kadar da keyifli geçen dokuz aylık süreçte sıkça yapılan hatalar hem bebeğin hem de annenin sağlığını olumsuz yönde etkileyebiliyor. İşte bu yüzden hamilelikte fiziksel ve ruhsal sağlığa dikkat etmek ayrı bir önem taşıyor. Bu nedenle hamile kalmadan önce bazı alışkanlıklarımızdan vazgeçmek şart. Acıbadem Kadıköy Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Filiz Candan Topuz bebek beklerken kaçınılması gereken hataları anlattı, önemli önerilerde bulundu.

İki kişilik yemek yemek

“İki canlısın, 2 kat fazla yemelisin” Bu cümleyi hemen her hamile kadın ailesinden veya eş dosttan mutlaka duymuştur. Ancak sanılanın aksine hamilelik döneminde 2 kişilik yemek bebeğe yarar sağlamadığı gibi, annenin de fazla kilo alıp doğum ve sonrasında problemler yaşamasına neden olabiliyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Filiz Candan Topuz hamilelik döneminde fazladan ortalama olarak sadece 300 kaloriye ihtiyaç duyulduğunun altını çizerek “Önemli olan fazla değil, dengeli beslenmek” diyor.

Az su içmek

Toplumdaki hatalı inanışlardan biri de, fazla su içilirse amnion sıvısının artacağı şeklinde. Amnion sıvısını bebeğin idrarı oluşturuyor. Dolayısıyla bu sıvının miktarını annenin içtiği su belirlemiyor. “Anne iyi beslenir ve son 3 ayda istirahat etmeye özen gösterirse, bebeğin suyu da normal olacaktır” diyen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Filiz Candan Topuz sözlerine şöyle devam ediyor: “Bu nedenle bebeğin suyunun azaldığı oligohidramnıos ile seyreden, örneğin anne karnında gelişme geriliği olan durumlarda annenin istirahati önemli. Sık kontroller ve istirahatle doğumun bebek için en iyi zamanda gerçekleşmesi sağlanabiliyor. Hamilelik döneminde en az 1,5-2 litre su içmeli. Böbreklerle ilgili bir problemi yoksa bol idrara çıkarak aslında idrar yolu enfeksiyonu oluşmaması için önlem de almış oluyor”

Suda uzun süre kalmak

Hamilelikte deniz ve havuz suyu zarar vermese de, vücut ısısını düşürecek kadar uzun kalmayın. Suda en fazla 30 dakika kalmanız yeterli olacaktır. Suda fazla zaman geçirildiğinde ısı kaybı oluyor ve enfeksiyonlara, özellikle idrar yolu enfeksiyonlarına zemin hazırlanıyor. Ayrıca ideal banyo suyu sıcaklığı 37-38 derecedir. Su ısısının 40 santigrat dereceyi geçmemesine dikkat edin.

Kirli suda yüzmek

İshal, kusma, idrar yolu enfeksiyonu, “konjonktivit” denilen göz iltihaplanmaları, cilt enfeksiyonları, özellikle mantar enfeksiyonu gibi enfeksiyonlara neden olabileceği için temizliğinden emin olmadığınız suda yüzmeyin. Bunun aksine temiz suda yüzmek ise kasların hemen hemen tümünü çalıştırdığı için hamilelik döneminde önerilen egzersizler arasında yer alıyor.

Yüksek topuklu ayakkabı giymek

Vücudun ağırlık merkezini değiştirerek diz, kalça ve bel ağrılarına sebep olabileceği için yüksek topuklu ayakkabılardan kaçının. Dengeli yürüyüş ve dengeli adımlar için ortopedik ayakkabılar tercih edin.

Kaplıca havuzuna ve saunaya girmek

Kaplıca suyu ile banyo yapmanın sakıncası yok, fakat kaplıca havuzu veya sauna hamilelere önerilmiyor. Bunun nedeni ise sadece sıcak suyun değil ortamın da ısısının yüksek olması nedeniyle vücut ısısında artış oluşması. Sıcağın damarlarda genişlemeye yol açması sonucu düşen kan basıncı da bayılmaya neden olabiliyor. Ayrıca vücut ısısının 38,9 C’ üzerine çıkması, özellikle ilk 3 ayda bebeğin zarar görmesine yol açabiliyor. Örneğin hamilelikte ilk 3 ayda ateş yükselmesine, yarık damak dudak gibi orta hat gelişim defektlerine, kalp anomalilerine, kol ve bacaklarda gelişim anomalilerine, baş ve kafa içi gelişim anomalilerine ve düşüklere sebep olabiliyor.

Kahve keyfini abartmak

Kafein fazla tüketilirse metabolizmayı hızlandırdığı için çarpıntı, uykusuzluk ve ilerleyen hamilelik haftalarında mide reflüsünü artırabiliyor. Günlük güvenli tüketim dozunun 200mg/dl olduğu ve bir fincan kahvede 95mg/dl olduğu düşünülürse, günde 1 fincandan fazla kahve içmek hamilelik döneminde bu şikayetlere neden olabiliyor. Kolalı içecekler de kafein içermeleri ve gereksiz kalori sağladıkları için önerilmiyor. Bu hiç içemeyeceğiniz anlamına gelmiyor, bir kutu kolada 50 mg kafein olduğunu düşünerek dikkatli tüketin.

Sert yatakta yatmak

Hamileliğin ikinci 3 ayı itibariyle, göbeğin büyümeye başlamasıyla birlikte vücudun ağırlık merkezi öne doğru kayıyor ve buna bağlı olarak bel ile sırt ağrıları başlıyor. Toplumda bel sağlığı için sert yatakta yatılması gerektiğine yönelik yanlış bir inanış var. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Filiz Candan Topuz sanılanın aksine sert yatakta yatmanın sırt ve bel ağrılarına yol açtığını vurgulayarak, “Hamilelik döneminde bu sorun daha da şiddetlenebiliyor. Bu nedenle yatıldığında vücudun şeklini alabilen ve bele destek veren yatakları tercih etmekte fayda var” diyor.

Bitki çaylarında ideal miktarı aşmak

Aslında ilaçların büyük bir kısmının bitkilerden elde edildiğini düşünürsek, bitki çaylarının fazla tüketilmesinin ilaç etkisi ortaya çıkartacağını düşünmek yanlış olmaz. Ancak yeterli bilimsel çalışma olmamakla birlikte, hamilelikte aynı çaydan 2 fincandan fazla tüketilmesi, örneğin melisa ve yasemin çaylarını içmek, aşırı uykuya eğilim yapabiliyor. Yeşil çay da yoğun kafein içerdiği için hamilelikte günde bir fincandan fazla önerilmiyor. Özellikle hamilelikte rahim kasılmasını artırıcı etkileri nedeniyle adaçayı, ahududu, sinameki ve fesleğen çaylarından da kaçınmak gerekiyor. Hamilelikte ıhlamur, kuşburnu, zencefil ve papatya çayları ise günde 1-2 fincan tüketilebilir.

Alkol ve sigara tüketmek

Araştırmalar günde 1-2 kadeh alkol tüketen kadınların bebeklerinde öğrenme, konuşma ve dikkat eksikliği ile hiperaktivite gibi bozuklukların daha sık rastlandığını ortaya koyuyor. Alkolün bebeğin sinir hücrelerinin gelişimi ve fonksiyonunu bozduğu, kemik ile kıkırdak hücrelerinde erken ölümlere sebep olduğu düşünülüyor. Bunun sonucunda da bebekte yüz anomalileri oluşabiliyor. Ayrıca alkol tüketiminin düşük doğum tartılı bebek doğurma ve erken doğum riskini artırdığı tespit edilmiş.

Amerikan Obstetrisyenler ve Jinekologlar Cemiyeti günde 2 kadehten fazla alkol tüketimini ağır alkol tüketimi olarak kabul edip, bu hamilelerin bebeklerinde fetal alkol sendromunun oluşma riskinin çok yüksek olduğunu belirtmişler. Bu nedenle hamilelikte özellikle ilk 3 ayda alkol tüketilmesi önerilmiyor. Hamilelikte sigara içmek de çok riskli! Öyle ki sigara içindeki kanserojen maddeler ile nikotinin bebeğe geçmesine yol açabiliyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Filiz Candan Topuz bunun sonucunda da erken doğum, ölü doğum ve bebekte gelişme geriliği gibi son derece ciddi tablolar gelişebildiği uyarısında bulunuyor.

Hamilelikte kaçınmanız gereken alışkanlıkları öğrendiniz.

Dünyanın en özel duygusu anne olmak ve bebeğinizi dünyaya getirirken geçen 9 aylık o büyülü zaman… Kadın yanınızı hamile olduğunuz için bir kenara atmamalısınız çünkü hamileyken de güzel ve çekici görünebilirsiniz.

Fotoğrafların üzerine tıklayarak hamilelikte bakım ve güzellik hakkında tüyoları öğrenebilirsiniz.

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

13

14

15

16

17

Her kadın, kendini hazır hissettiği zaman çocuk sahibi olmak ister. Peki, nasıl hamile kalınır? ‘Yüksek Topuklar’ ekibi olarak sizler için, hamile kalmanın yollarını araştırdık. Hemen bilgi sahibi olmak için özel haberimizi okumaya başlayın.

Nasıl hamile kalınır?

Çiftler, çocuk sahibi olmaya karar verdiği andan itibaren sabırsız davranmaya başlar. Ancak, hamile kalmak sanıldığı kadar kolay bir durum değildir. Öncelikle sabırlı olmalısınız. Bu durumu kolaylaştırmanız için size faydalı bilgiler sunuyoruz. Hamile kalmanın yollarını merak ediyorsanız, yazımızı okumaya devam edin.

Yumurtlama döneminde ilişkiye girin!

Düzenli adet gören bir kadın için verimliliğin en yüksek olduğu dönem, regl başlangıcından itibaren 11. ve 16. günün arasında olan dönemdir. Bu dönemde, doğurganlık ve cinsel istek artış gösterir. Cinsel ilişkilerinizi bu döneme denk getirirseniz hamilelikle ilgili olumlu sonuçlar elde edebilirsiniz.

Yumurtlama günlerinizi hesaplayamıyorsanız, evinizde yapabileceğiniz ovülasyon testlerini deneyebilirsiniz.

Düzenli olarak ilişkiye girin!

Hamile kalmak istiyorsanız, haftada en az iki üç kere cinsel ilişkiye girmelisiniz. Yalnız, dikkat etmeniz gereken bir konu olduğunu belirtmeliyiz. Her gün birden fazla cinsel ilişkiye girmek, erkekteki sperm miktarında ciddi bir azalmaya neden olabilir. Cinsel ilişkiye girme zamanlarınızı haftanın günlerine yayarsanız, erkekteki sperm birikir ve kaliteli olur. Bu da hamile kalma ihtimalinizi arttırmada önemli bir etkendir.

Cinsel ilişki hakkında dikkat etmeniz gereken bir diğer konu, erkeğin boşalma anıdır. Eğer, erkek vajinanın içine tamamen boşalırsa, spermle yumurtalıkların buluşma şansı daha yüksek olur. Kadının bu durumda yapması gereken hareket, bir süre sırt üstü yatarak spermlerin dışarı çıkmasına engel olmaktır.

Sigara ve alkolden uzak durun!

Sigara ve alkol tüketimi, bu dönemde hem kadın hem erkeği olumsuz yönde etkiler. Özellikle sigara kullanan erkeklerde, sperm sayısının ve sperm hareketliliğinin düştüğü gözlemlenmiştir. Aynı şekilde, alkol de sperm kalitesini düşürerek hamile kalma olasılığınızın düşmesine yol açar.

Sağlıklı beslenmeye özen gösterin!

Hamile kalmak istediğiniz dönemde sağlıksız ve düşük kalorili diyetler yapmaktan kaçının. Araştırmalara göre, kadın vücuduna giren kalori miktarı, üreme hormonlarını doğrudan etkilemektedir. Tabii bu ne kadar çok kalori alırsanız, hamile kalma olasılığınız o kadar artar anlamına gelmiyor. Sağlıklı ve düzenli beslenerek, kalori kontrolünüzü yapabilirsiniz. Böylece, hamile kalma olasılığınız da artmış olur.

Beslenmenize, vitamin takviyeleriyle destek verebilirsiniz. Özellikle, alacağınız A ve D vitaminleri, cinsel isteğinizi artıracak ve erkekteki iktidarsızlığın önüne geçecektir.

Son olarak, kafein tüketiminin hormonlar üzerinde olumsuz etkileri olduğundan, bu dönemde kafeinden uzak durmanızı tavsiye ederiz.

Kullandığınız ilaçlara dikkat edin!

Hamile kalmanın yollarından bir diğeri de, çift olarak kullandığınız ilaçlara dikkat etmektir. İlaçlar, kadınlarda yumurtlamayı olumsuz etkileyebileceği gibi, erkeklerde de iktidarsızlığa ve sperm sayısında azalmaya neden olabilir. Hamile kalmaya çalıştığınız bu dönemde, kullandığınız ilaçları doktorunuza göstererek onayını almalısınız.

Ağrı kesici deyip geçmeyin!

Ağrı kesiciler kolay ulaşılabilen ilaçlardır. Fakat, hamile kalmaya çalıştığınız dönemlerde ağrı kesici kullanımına dikkat etmelisiniz. Aksi takdirde, üreme hormonlarınıza zarar verebilirsiniz. doğrusu bir doktora danışarak kullanmaktır.

Hayatınızda strese yer vermeyin!

Stresin insan vücuduna birçok olumsuz etkisi vardır. Hamile kalmak istediğiniz dönemde de yaşayacağınız stres sizin bu sürecinizi iyi yönde etkilemeyebilir. Çiftler genelde, iki üç denemeden sonra olumlu sonuçlar alamadıkları zaman kaygılanır ve strese girerler. Bu durum da işleri daha da zorlaştırır. Stresin doğurganlık üzerinde olumsuz etkileri olduğu, uzmanlar tarafından belirtiliyor. Hamile kalmak istiyorsanız, stresten uzak durun!

Doktora gitmeyi ihmal etmeyin!

Birçok kez denemenize rağmen hamile kalamadınız ve bu sizi endişelendiriyor. Olumsuz düşüncelere kapılmadan önce bir doktora görünerek, durumunuzu tespit edebilirsiniz. Doktorunuzdan alacağınız bilgiler ve tavsiyeler de hamileliğe daha yakın olmanızı sağlayacaktır.

Hamile kalmanın yollarını öğrendiniz. Konuyla ilgili diğer yazılarımızı okuyun:

Hamile kalmak için pozisyonlar (resimli)

Hamile kalmayı kolaylaştıran diyet listesi

Hamile olduğunuzu en erken nasıl anlarsınız?

Kış aylarında havaların soğumasıyla birlikte hastalıklar da artıyor. Sağlıklı bir kış geçirmek için hastalıklardan korunmanın yollarını bilmeliyiz. Özellikle hamileler için bu hastalıklardan korunmak son derece önemlidir. ‘Yüksek Topuklar’ olarak hazırladığımız özel haberimizde hamilelikte hastalıktan korunmanın yollarını paylaşıyoruz.

Hamileler hastalıktan nasıl korunmalı?

Hamilelik dönemini hastalıklara yakalanmadan atlatabilmek, anne ve bebek sağlığı için çok önemlidir. Ayrıca, hasta olan hamileler için ilaç kullanımı riskli olabilir. Bu nedenle, hastalıklardan doğal yollarla korunmak en doğrusudur. Grip, soğuk algınlığı hatta depresyon gibi rahatsızlıklardan korunmanız için doğal yolları sizlere sunuyoruz.

Hamilelikte üst solunum yolu enfeksiyonu

Hamileler için ilaç kullanımı riskli olduğu için kış aylarında rastlanan hastalıklar ağır geçebilir. Bu nedenle anne adayı, bağışıklık sistemini güçlendirmelidir. Kış aylarında kalabalık, kapalı ve havasız ortamlardan uzak durmalıdır. Salgın hastalık yaşanan dönemlerde maske kullanarak dolaşmak, hamileler için daha sağlıklı olur.

Hamileler için kıyafet tercihi

Hamileler, kış aylarında yaşanan soğuk havalardan iyi korunmalıdır. Böylece soğuk algınlığı yaşama riski azalır. Soğuk havalardan korunmak için sentetik ve naylon kumaşlı kıyafetler yerine yünlü, pamuklu sıcak tutan kumaşlar tercih edilmelidir. Çünkü sentetik ve naylon kumaşlar terleme ve daha sonrasında mantar enfeksiyonlarına neden olabilir.

Hamileler için sağlıklı beslenme

Kışın, sağlıklı beslenmeye mevsiminde meyve ve sebzeler tüketerek başlayabilirsiniz. Kış meyve ve sebzeleri çeşit olarak yaza kıyasla daha az olduğu için, hamileler doktor tavsiyesi üzerine besin takviyesi alabilirler. Ayrıca kış aylarında güneş ışığından fazla yararlanılmadığı için D vitamini eksikliğine dikkat etmek gerekir. Anne adayı, D vitamini eksikliği yaşıyorsa vitamin takviyesi alabilir.

Kış aylarıyla birlikte kalori ve tuz alımı artabilir. Bu nedenle fast food, kızartılmış ve tuz oranı yüksek yiyeceklerden uzak durmak anne ve bebek sağlığı için önemlidir.

Hamilelikte su tüketimi

Kış aylarında su içme isteği azalabilir. Ancak anne ve bebek sağlığı için günde en az 1.5 litre su içmek gerekir. Çünkü su alımının yetersiz olması bebeğin suyunda azalmaya, diyabete ve hipertansiyon gibi rahatsızlıklara yol açabilir.

Hamilelikte hareketin önemi

Kış aylarıyla birlikte hareket oranı azalır ve buna bağlı olarak kilo artışı yaşanır. Bu yüzden her gün düzenli yürüyüş ve haftada en az iki kez egzersiz yapmak gerekir. Ayrıca hamileler için yoga, pilates gibi daha çok meditasyon içeren egzersizlerle vücudu rahatlatmak son derece faydalıdır. Meditasyon yapmak, kapalı havalarda daha sık yaşanan depresyon riskini de azaltır.

Anne adayı ve bebek arasında kuvvetli bağ bulunur. Bu yüzden hamilelik dönemini sağlıklı ve mutlu bir şekilde geçirmek bebek için son derece önemlidir. Hamilelikte hastalıktan korunma yollarına dikkat ederek sağlıklı bir hamilelik geçirmenizi dileriz.

Hamilelik döneminde besin zehirlenmesine bağlı ishal sıklıkla görülebilir. İshalle birlikte karın ağrısı, mide bulantısı, kusma meydana gelebilir. Peki, hamilelikte ishale ne iyi gelir? ‘Yüksek Topuklar’ ekibi olarak sizler için hamilelikte ishal hakkında merak ettiklerinizi araştırdık.

Hamilelikte ishal tehlikeli mi?

Hamilelikte yaşanan ishaller genellikle kendiliğinden düzelir. Ancak, uzun süreli olduğunda vücut sıvı kaybeder ve buna bağlı olarak vücudun su dengesinde bozulmalar meydana gelebilir. Böyle bir durumda kaybedilen sıvı ve elektrolitler ağız yoluyla veya serum ile geri alınmalıdır.

Yüksek ateş, şiddetli bulantı, kusma ve kanlı ishal varsa kolera, dizanteri gibi enfeksiyonlar söz konusu olabilir. Bu enfeksiyonlar pastörize olmamış süt ve süt ürünleri ile bulaşır. Bu durumda, anne ve bebek sağlığında ciddi problemler yaşanabilir. İshalle birlikte yüksek ateş, kanlı ishal gibi bir durumlar varsa mutlaka doktora görünmelisiniz.

Hamilelikte ishal bebeğe zarar verir mi?

Hamilelikte görülen ishallerin çoğu anne ve bebeğe zarar vermez ve kendiliğinden düzelir. Ancak, uzun süreli ishal durumunda ciddi sıvı kaybı yaşanacağı için, bu durum bebeğe zarar verebilir.

Hamilelikte ishal nasıl geçer?
•Hamilelikte ishal tedavisi için ilk olarak annenin kaybettiği sıvı ve elektrolitlerin yerine konmalıdır. Bu nedenle, sıvı kaybının önlenmesi için bol su içilmelidir.
•Haşlanmış patates, pirinç lapası, muz, elma, tost gibi sindirim sistemini yormayacak gıdalar tüketilmelidir.
•Ağızdan sıvı alınamadığı durumlarda serum tedavisi ile kaybedilen sıvı yerine konmalıdır.
•Sebze ve meyveler güzelce yıkandıktan sonra yenmelidir.
•Paketli gıdaları satın alınırken etiketi mutlaka okunmalıdır. Üretim ve son kullanma tarihine, saklama koşullarına dikkat edilmelidir.
•İçme suyunun güvenilir olmasına özen gösterilmeli, aksi takdirde kaynatılıp soğutularak içilmelidir.
•Yumurta kullanmadan önce iyice yıkanmalıdır.
•Pastörize edilmiş süt ve süt ürünleri kullanılmalıdır.
•Yaz aylarında dışarıda satılan yemeklerden kaçınılmalıdır.

Hamilelikte ishale ne iyi gelir, öğrendiniz. Hamilelik hakkında diğer yazılarımızı okuyun:

Hamilelikte kabızlığa ne iyi gelir?

Hamilelikte hastalıktan korunmanın yolları

Hamilelikte gaz sancısına ne iyi gelir?

Adetiniz geciktiyse ve son zamanlarda vücudunuzda değişiklikler fark ediyorsanız, aklınıza hamilelik gelebilir. Peki, hamilelik belirtileri nelerdir? ‘Yüksek Topuklar’ ekibi olarak sizler için hamilelik belirtilerini yazdık. Erken hamilelik belirtilerini öğrenmek için yazımızı okumaya devam edin!

Hamilelik belirtileri ne zaman ortaya çıkar?

Hamilelik ve adet öncesi dönemin (PMS) belirtileri benzerdir. Bazı kadınlar, hamileliğin ilk birkaç haftasında belirtileri yaşamaya başlar. Yani döllenmeden 5-10 gün sonra ilk belirtiler başlayabilir. Bu dönem, regl tarihine yakın olduğu için belirtilerin sebebini karıştırabilirsiniz.

Hamilelik belirtileri nelerdir?
•Adet gecikmesi

Adet gecikmesi en net hamilelik belirtisidir. Özellikle, regl döngüsü düzenli olan biriyseniz, hamile kalma ihtimalini düşünmeniz gerekir.

TIKLA OKU: Adet düzensizliğinin nedenleri ve belirtileri
•Göğüslerde ve göğüs uçlarında hassaslaşma

Hamilelikle birlikte hormon seviyelerinde değişiklikler meydana gelir. Bu değişiklikler, göğüslerde acı, şişkinlik ve hassasiyete neden olur. Göğüslerde ve göğüs uçlarında hassaslaşma en erken gebelik belirtileri arasındadır.
•Meme başlarında koyulaşma

Hamile kaldığınız göğüslerinizde yalnızca ağrı olmaz, aynı zamanda göğüs uçlarının etrafında genişleme ve koyulaşma meydana gelir. Bu belirtilerin yanı sıra, meme başlarının etrafındaki minik kabarcıklar da artabilir ve büyüyebilir.

•Sık idrara çıkma

Sık sık idrara çıkma da hamileliğin erken belirtileri arasında. Genellikle döllenmeden 1 ila 3 hafta sonra ortaya çıkan bu durumun nedeni, kan akışını hızlandıran hormonların böbreklere de etki etmesidir.

•Hafif kanama

Bazı kadınlar, embriyo rahme yerleşirken hafif bir vajinal kanama yaşar. Buna yerleşme kanaması denir. Bu da, hamileliğin ilk hafta belirtileri arasındadır. Yerleşme kanaması, genellikle döllenmeden 5-10 gün sonra görülür. Bu durum genellikle adet dönemine denk geldiği için, adet kanamasıyla karıştırılabilir. Ancak bu kanama, adet kanaması gibi kırmızı değil, hafif pembe renkte görülür.

•Kokuya karşı hassasiyet

Hamileliğin belirtilerinden bir diğeri de koku alma hassasiyetidir. Daha önce rahatsız olmadığınız bir koku, bu dönemde midenizi bulandırabilir.
•Halsizlik ve sürekli uyku hali

Halsizlik, hemen her hamile kadının yaşadığı belirtilerden biridir. Bedenini hamileliğe uyum sağlamak için yaşadığı değişimler sebebiyle ortaya çıkar. Hamileliğinin 3 ila 6 ay arasındaki 2. trimester döneminde etkisi azalır. Ancak, hamileliğinin son dönemlerinde, yorgunluk hali yeniden ortaya çıkabilir.

•Bulantı ve kusma

Mide bulantısı ve kusma, genellikle hamileliğin ilk belirtileri olarak yaşanır. Bulantı ve kusma döllenmeden sonra oldukça erken bir dönemde ortaya çıkabilir. Ancak, bazı kadınlarda 6. hafta itibariyle yaşanmaya başlayabilir. Hormon seviyesindeki değişiklikler nedeniyle yaşanan bu durum, sabah bulantıları olarak bilinir, ama günün herhangi bir saatinde yaşanabilir.

TIKLA OKU: Hamilelikte mide bulantısına ne iyi gelir?
•Şişkinlik

Şişkinlik hissi en erken hamilelik belirtilerinden biri olabilir, çünkü döllenmeden itibaren başlayabilir. Ancak, bu şişkinlik hissini adet öncesi şişkinlikten ayırt etmeniz zor olabilir.
•Vücut sıcaklığında artış

Hamile kaldığınız zamandan itibaren vücut sıcaklığınızda 1 derece artış meydana gelir ve bu durum hamilelik boyunca devam eder.
•Vajinal akıntı

Son günlerde vajinal akıntı yaşıyorsanız, bu hamilelik belirtilerinden biri olabilir. Bu dönemde yaşanan akıntının sebebi vücutta yoğun bir şekilde salgılanan östrojen hormonunun yumurtalıkları daha hızlı çalıştırmasıdır. Vajinal akıntı, şeffaf ve kokusuz olmalıdır. Koyu renkli ve kötü kokulu ise enfeksiyon durumu söz konusu olabilir.

TIKLA OKU: Hamilelikte vajinal akıntı nasıl geçer?

Yukarıda bahsettiğimiz hamilelik belirtileri kişiden kişiye değişebilir. Bazı kadınlar bunların hepsini yaşarken, bazıları hiç birini yaşamadan hamilelik dönemini geçirir. Bu yüzden hamile olup olmadığınızı öğrenmenin en kesin ve güvenilir yolu kan testi ve gebelik testidir.

Hamilelik haftası hesaplama konusunda çok sayıda ve farklı metodlar izlenmektedir. Ancak birçok defa, anne ve babalar hamilelik haftasını tam olarak doğru bir şekilde hesaplayamaz veya yanlış hesaplar. ‘Yüksek Topuklar’ ekibi olarak hamilelik haftası nasıl hesaplanır sorusuna yanıt veriyoruz.

Hamilelik haftası döllenme gününün gerçekleştiği güne göre değil, son adet tarihinin gerçekleştiği ilk güne bakarak göre hesaplanır. Hamileliğin, yani döllenmenin meydana geldiği zaman, son regl tarihinden yaklaşık 15 gün sonrasıdır. Ancak gene de, hamilelik haftası hesaplanacağı zaman bu tarih değil, bundan önce görülen adet tarihi göz önüne alınarak hesaplanır.

Kadın doğum uzmanları, hamilelik ile alakalı herhangi bir durum meydana gelmediği müddetçe, hamilelik haftasını çok basit bir formül ile hesaplanır.

Negele yöntemi ile hamilelik haftası hesaplama

Anne adayının bebeğini dünyaya getireceği gün, “negele yöntemi” olarak belirtilen bir sistem ile beraber hesaplanır. Bu yöntemde son adet tarihinin ilk günü dikkate alınır ve bu güne 7 gün ilave edilerek 3 ay geriye gidilir.

Bunu daha iyi anlamanız için kısa ve basit bir örnek verelim; bir anne adayının son adet tarihinin ilk gününün 21 Kasım 2014 olduğunu kabul edelim. 21 Kasım’a 7 gün eklendiği zaman, 28 Kasım 2014 tarihine varılır. Kasım ayından 3 ay geriye gidildiği zaman ise, Ağustos ayı sonucuna ulaşılır. 2014 yılına bir yıl eklendiği zaman ise, bebeğin tahmini doğum tarihi karşımıza çıkar, o da 28 Ağustos 2015

21 Kasım + 7 = 28 Kasım

11. ay (Kasım) – 3 = 8. ay (Ağustos)

2014 + 1 yıl=2015

SONUÇ: 28.8.2015

Ancak düzenli bir şekilde adet görememe veya anne adayının o ay içerisinde yumurtlama tarihinde bir takım farklılık olması halinde, hamilelik haftasının bebeğin gerçek doğum tarihi ile uyuşmamasına, yani hamilelik haftasının yanlış hesaplanmasına neden olur. Bu durumda daha çok ilk 3 ayda gerçekleştirilecek olan ultrason ölçümleri gözlemlenerek dikkate alınır. Son adet tarihi ve tahmini doğum tarihi yeniden belirlenip, hamilelik ile alakalı takipler bu tarih neticesine göre yapılır.

Kaç aylık hamileyim?

Hamile anne adaylarının büyük bir kısmı, hamilelik haftasını hesaplansa bile veya doktoru haftasını söylese bile, “kaç aylık” olduğunu gene de merak etmektedir. Aslında bu haftalar ve aylar arasında meydana gelen uyumsuzluk ve karışıklık, 1 ayın tam 4 hafta olmaması ile alakalı olarak meydana gelmektedir.

1 ay yaklaşık olarak 4 hafta 3 gün sürmektedir. Burada asıl önemli olan, ay hesabının değil hafta hesabıdır. Hamilelik süreci 40 hafta olarak kabul edilir. Bu konuda kafaların karışmasına sebebiyet vermemek amacı ile doktorların yaklaşık olarak kabul ettiği ay ve haftalardan bahsedecek olursak;
•4 veya 5 haftalık hamileliklere 1 aylık denir
•8 veya 9 hafta bittiğinde 2 ay bitmiştir
•12 veya 13 hafta bittiğinde 3 ay bitmiştir
•16 veya 17 haftalar bittiğinde 4 ay bitmiştir
•20 veya 21 haftalar bittiğinde 5 ay bitmiştir
•24 veya 25 haftalar bittiğinde 6 ay bitmiştir
•28 veya 29 haftalar bittiğinde 7 ay bitmiştir
•32 veya 33 haftalar bittiğinde 8 ay bitmiştir
•36 hafta bittiğinde 9 ay bitmiştir ve son aya girilmiştir. (Doğum 9 ay değil 10 ay gibi oluyor bu durumda)
•40 hafta bittiğinde –> 9 ay 10 gün olarak ifade edilen, yani toplam 280 gün tamamlanmıştır. Bu da 40 hafta olarak karşımıza çıkar.

Hamilelik haftası hesaplamayı öğrendiniz. Aşağıdaki konu başlıkları da ilginizi çekebilir:

Hamilelikte strese ne iyi gelir?

Hamileyken adet olunur mu?

Hamilelikte vajinal akıntı nasıl geçer?