Doğum yapma korkusu tokofobi hakkında bilmeniz gerekenler!

Günümüz koşullarında çiftler çeşitli sebeplerle çocuk sahibi olmak istemiyorlar. Bazı çiftler bu nedenlerden dolayı çocuk yapmayı ya tamemen reddediyor ya da bu kararı alırken çok defa düşünmek zorunda kalıyorlar. Bu sebepler arasında ekonomik, sosyolojik ve en önemlisi fizyolojik nedenler yatmaktadır. Bu yazımızda özellikle kadınların çocuk yapma kararı alırken yaşadığı bir problem olan tokofobiye değineceğiz. Tokofobi halk arasında doğum yapma korkusu olarak da bilinir. Çoğu kadın için çocuk yapmak küçüklükten beri hayali kurulan bir durumdur. Ancak zaman içerisinde yaşanan travmatik durumlar ya da dış çevreden duyulan olumsuz örnekler kadınlar üzerinde bu tarz problemler meydana getirmektedir. Araştırmalara göre dünyadaki kadınların yüzde 14’ünde bu fobi var. Tokofobi aslında psikolojik bir rahatsızlıktır. Diğer tüm psikolojik rahatsızlıklar gibi tedavisi vardır ve bu sorunu psikolojik destek ile aşmak mümkündür. Tokofobi rahatsızlığı olan kadınların bazıları hamile kalmamak için çeşitli yöntemlere başvurabiliyor. Bazıları sise kürtaj yaptırmayı dahi düşünebiliyor. Siz bu nedenlerle endişeye kapılmak yerine aşağıda sıralayacağımız nedenlerin herhangi biri ya da birilerini hissettiğinizde doktorunuza danışarak çözüm arayabiliriniz. İşte o nedenler;
•Doğum ağrılarından korkuyorsanız,
•Kendinizin ya da bebeğinin zarar görebileceğinden korkuyorsanız,
•Önceden çocuk sahibi olmamanıza rağmen duyduğunuz veya gördüğünüz şeylerden etkilenip korktuysanız,
•Daha önce doğumla ilgili kötü bir anınız ya da tecrübeniz varsa,
•Evhamlı, karamsar ve acı eşiği düşük biriyseniz, küçükken cinsel istismara uğramış ya da kadın hastalıkları konusunda kötü tecrübeler edinmişseniz,
•Etrafınızdan kötü doğum hikayeleri duymuş ya da televizyonda gösterilen kötü doğum sahnelerine şahit olduysanız,
•Beklemediğiniz bir dönemde hamile kaldığınızda ve çocuğunuza bakamama korkusu yüzünden doğumdan korkuyorsanız,
•Anksiyete bozukluğunuz varsa bu süreci daha sağlıklı geçirebilmek ve korkularınızı yenebilmek için bir uzmanla görüşebilirsiniz.

Bu süreçte en önemli faktörlerden biri sizi endişeye yönelten kötü doğum hikayelerine değil iyi doğum hikayelerine odaklanmak olacaktır. Tokofobi sahibi insanların yakınlarının “Abartıyorsun” gibi tepkiler vermemesi gerekir. Çünkü bu tokofobi sahibi kişinin korkularını azaltmak yerine daha da kötü hissetmesine neden olabilir. Son olarak doğum sırasında yanınızda duracak kişinin güvendiğiniz ve varlığıyla sizi rahatlatan biri olması korkunuzun azalmasında faydalı olacaktır. Aynı şekilde doğumu yapacak olan doktora da güvenmeli ve doğum sırasında kendinizi rahat hissetmeye çalışmalısınız.

Kadınların cinsel problemlerinin psikolojik nedenleri

Bir çok kadın cinsel ilişki sırasında partnerine tam anlamıyla katılmıyor. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki Türkiye üzerinde 10 kadından 9’u cinsel yaşantısından mutsuz. Bu mutsuzluğun kişinin hisleri ile ilgili olduğu ön görülüyor. Büyük nedenler ise psikolojik nedenler olarak ortaya çıkıyor.

Cinsellikten uzak yetiştiriliyorlar

Mahalle baskısı, örf ve adetler gereği cinsellikten uzak yetiştiriliyorlar. Bu yüzden neyin cinsel olarak uyarıcı olduğunu çoğu zaman bilmiyorlar ve dile getiremiyorlar.

Kendilerini yetersiz görüyorlar

Özgüven ve psikoljik sorunlar sebebiyle kendilerini cinsel ilişki sırasında veya öncesinde yetersiz gördükleri için çekiniyorlar.

Eşlerine göre hareket etmeleri dayatılıyor

Sevişme sırasında insiyatif almaktansa erkeğin isteklerini ön plana koyuyorlar. Yani dayatılan istekleri uyguluyorlar ve cinsel hayatlarından mutsuz oluyorlar.

Eşini memnun edememe endişesi uyarılmayı güçleştirir

Çocukluğundan itibaren pek çok şey dayatılan kadından her zaman bir beklenti var. Beklentilerin oluşturduğu psikolojik baskı ortaya memnun edememe endişesini çıkarıyor.

Aile içi şiddet erkeklerden soğutuyor

Türkiye şartlarında küçük yaşlardan itibaren gerek sözlü gerek fiziksel şiddete maruz kalan kadınlarda oluşan psikoloji onları erkeklerden uzaklaştırıyor.

Stres ve üzüntü de cinselliği etkiler

Yas, ekonomik güçlükler, bir yakının hastalığı gibi kişide sıkıntı ve üzüntü ortaya çıkartan olaylar ya da hayati önemi olan sorunlar cinsel isteği azaltabilir.

Yaş ilerledikçe sekse ilgi azalabilir

Yaşlandıkça cinsel tepkimeler azalabiliyor. Buna hormonların çalışması ile ilgili bir durum olarak bakılıyor.

Menopoz hakkında bunları biliyor musunuz?

Menopoz hakkında aslında birçok şeyi biliyoruz, menopozun temel olarak belirtileri aşırı ateş basması, geceleri uykusuz kalma, istenmeyen kilolar ve devamlı bir huzursuzluktur. önemlisi aslında vajinal kuruluktur. Bu tarz bir durumda elbette bilmemiz gereken bir çok durum bulunuyor. Her yaştan kadının ve ilgili bir partner olarak erkeğin bilmesi gereken menopoz bilgilerini derliyoruz.

Menopoz nedir?

Aslında hem Yüksek Topuklar ailesi olarak biz hem de diğer platformlar menopozu bilmenin öneminden sürekli bahsettiği için hepimiz fikir sahibiyiz. Kısaca ve en net tabiri ile menepoz yaklaşık 1 sene süresince hiç regl olmaması olarak biliniyor. Ortalama olarak kadınlarda 50’li yaşlarda başlıyor. Her bireyde farklı olarak başlangıç zamanı gösteren menopoz kimi kadında 40’lı yaşların hemen sonunda başlarken kimi kadında menopoz 50’li yaşların sonlarında bile başlamamış olabiliyor. Adet görme yani yumartalık özelliklerini çok daha öncedende yitirmeye başlayabilir. Bu gibi durumlar erken menopoz olarak adlandırılır.

Menopozda neler değişir?

Aslında çok fazla hormonal değişiklik gözlemlenir. Kadın bedeninde menopoz döneminde çok fazla değişiklik olabiliyor. Bu durumlar, Östrojen ve projesteronun azalması sonucu oluşan fiziksel durumlardır. Yazımıza başlamadan önce belirttiğimiz gibi temelde ateşlenme, çok fazla bunalma, iştah ve açlık krizleri, tatlı krizleri gibi durumlar meydana gelmektedir.

Bu arada açlık ve krizini engellemek ile ilgili aşağıda paylaştığımız yazılara göz atabilirsiniz.
•Açlık krizini önlemenin yolları
•Tatlı krizini önlemenin yolları

Menopoz ve perimenopoz arasındaki fark nedir?

Perimenopoz, menopoz başlamadan hemen önceki zaman dilimini işaret ediyor. Perimenopoz süresince, vücudumuz menopoza geçiş yapmaya başlıyor. Bu da demek oluyor ki, yumurtalıklardaki hormon üretiminin azalması başlıyor. Bu dönemde menopozla ilişkilendirilmiş uykusuzluk, memelerde hassasiyet ve ateş basmaları gibi semptomların bazıları deneyimlenmeye başlıyor ve adet döngüsü daha düzensiz hale geliyor. Ya da yoğun adet kanamaları olabiliyor. Peş peşe 12 ay boyunca adet kanaması yaşanmadığındaysa menopoz dönemi başlıyor.

Menopoz sonrası sorunlar halloluyor mu?

Menopoz esnasında karşılaşacağımız durumlardan bütün bu yan etkilerden menopoz sonrası kurtulmak mümkün mü acaba diye soran milyonlarca kadın bulunuyor.Profesör John Eden, kadınların yüzde 10 ile 20’sinin post-menopoz olarak adlandırılan menopoz sonrası sürece girmesiyle 10 yıl kadar daha belirtileri hissedebileceğini söylüyor ve ekliyor “kadınların yarısında çok hafif belirtiler oluyor ya da hiç olmuyor. Diğerlerindeyse terleme ve ateş basmaları sonraki 10 yıl boyunca tekrarlanabiliyor”.

Menopoz esnasında neden sıcak basar?

Menopozun en çok bilinen belirtisi ateş basması. Vücut ısısında görülen değişiklikler ile menopoz esnasında kişiler ciddi sıkıntılar ve bunalmalar yaşayabilir. Cilt rengi dahi kırmızılaşabilir. Bütün bunlarla beraber kimi zaman psikolojik olsa dahi kalp çarpıntısı, baş dönmesi , mide bulantısı gibi durumlar söz konusu olabilir. Vücutta oluşacak ateş basmalarından kurtulmak için onu tetikleyen durumları ortadan kaldırmak gerekebilir. Elbette en önemli durum nefes egzersizi yapmaktır. Elbette doktora danışmakta fayda var.

Menopoz kemikleri nasıl etkiler?

Menopoz dolaylı yoldan kemiklerimize zarar verebilir. Östrojen üretimi azalmasından dolayı kemiklerimizin en çok ihtiyacı olan kalsiyum miktarında azalma gözlemlenebilir. Bu durum kemik erimesi riski taşıyabilir. Bütün kalsiyum eksikliği ile ilgili araştırmalar gösteriyorki kemiklerimizi sağlıklı tutmak için bol bol süt ve süt ürünleri, yeşil yapraklı sebzeler, D vitamini takviyesi şart. Tabi bu süreçte alkol ve sigara tüketimini azaltmak çok önemli.

Menopozda kilo alınır mı ?

Bu konuda araştırma yapan uzmanlara göre hormon değişiklikleri dolaylı yoldan vücutta kilo alımına sebep olabiliyor.

İşte kışın alınan kiloların nedenleri!

Kış gelince alınan kilolardan çoğu insan şikayetçidir. Peki, neden özellikle kış aylarına girildiğinde kilo alınır? Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Kaplan Baha Temizgönül bu sorunun cevabını verdi. “Yüksek Topuklar” ekibi olarak hazırladığımız haberi okuyarak bilgi sahibi olabilirsiniz.

Kışın neden kilo alıyoruz?

Havalar soğuyor, kış geliyor ve insanlar bu mevsimde daha çok şişmanlıyor. Soğuk havada tüketilen, sıcak, kremalı, tatlı içecekler ve yiyecekler, hormon miktarının değişmesi, hareket etme isteğinin azalması, kışın insanlara kilo olarak geri dönüyor.

Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Kaplan Baha Temizgönül, kış mevsiminde kilo almamak için neler yapılması gerektiğine dikkat çekerek, şöyle konuştu: “Havanın kararması ruh halimizi olumsuz etkileyerek dışarı çıkma ve hareket etme isteğimizi azaltır. Karanlık havada uyku düzenimizi ayarlayan hormonların miktarı değişir ve daha fazla uyku ihtiyacı hissedilir. Soğukta daha çok sıcak yiyecek ve içecek tüketilir. Bütün bunlar insanlara fazladan alınan kaloriler ve kilolar olarak geri dönüyor.”

“Eski çağlarda hayatta kalmak için kışın alınan kilolar, günümüzde insanların hayatına mal oluyor.”

Kışın kilo almanın aslında, insanlığın eski çağlarında kazanılmış bir hayatta kalma mekanizması olduğunu söyleyen Op. Dr. Kaplan Baha Temizgönül; günümüzde ise en önemli sağlık sorunu olarak görüldüğünü belirtti. Temizgönül; “Yapılan bilimsel çalışmalara göre sanayileşme öncesinde gıdaya ulaşmak ve ısınmak günümüzdeki kadar kolay değildi. İnsanlar toprak, karla kaplanmadan bulabildikleri yiyecekleri tüketip, bunları vücutlarında yağ olarak depolamaktaydı. Depolanan bu enerjiyle soğukta vücut ısısını yüksek tutarak hayatta kalma ihtimalini artırmaya çalışıyorlardı” dedi.

TV karşısında 120 dakikadan uzun zaman geçirmek “obezite” nedeni

Kapalı ve soğuk havalarda evde zaman geçiren kişilerin televizyon karşısında hareketsiz kalmaları, atıştırma isteklerini artırıyor. Beslenme alışkanlıklarını ortaya koymak için yapılan araştırmaya göre; TV karşısında 120 dakikadan uzun zaman geçiren bireylerin, atıştırmalık olarak daha çok kalori içeren yağlı besinleri tercih ettiğini ortaya koydu. Zararlı beslenme alışkanlıklarının başında gelen bu durum; TV karşısında uzun zaman geçirmenin hareketlerimizi kısıtladığını, beslenme düzenimizdeki sebze ve meyve tüketme alışkanlıklarımızı bozduğunu, bizi daha yağlı yiyecekler ve yüksek kalorili içecekler tüketmeye sevk ederek obeziteyi artırdığı gerçeğini gözler önüne seriyor.

Hareketin ve sağlıklı beslenmenin önemini vurgulayan Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Kaplan Baha Temizgönül, kışın kilo almamak için ve basit kilo kontrolü önerilerini sıraladı.

•Mümkün olduğu kadar açık havada zaman geçirip, hareket etmeye çalışalım.
•Çok sıcak ve çok soğuk yiyecek ve içecek tüketmemek,
•Yiyecek ve içeceklerimizin kalorisinin farkına vararak tüketelim. Aromalı kahveler ve alkol aşırı kalori içerir.
•Kışın bile haftada bir kez tartılmayı ihmal etmeyelim.
•Bir öğünde çok yediysek bir iki gün daha az kalori almaya dikkat edelim, hemen beslenme düzenimizi bozmayalım.

Op. Dr. Kaplan Baha Temizgönül; kışın birkaç kilonun doğal olduğuna dikkat çekerek, kilo kontrolü beklentilerinin kışın daha düşük tutulması gerektiğini önerdi. Önemli olanın alınan kilolarda aşırıya kaçmadan birkaç kilo ile sınırlandırılması ve bahar döneminde bu kiloların verilerek zinde ve ince kalmaya devam edilmesi olduğunu vurguladı.

Meme estetiği ile probleminizi yenin!

Meme estetiği son yılların en çok yapılan estetik ameliyatlarının başında geliyor. Dik ve dolgun meme görünümü bazı kadınların hayal ettiği, sahip olmak istediği bir görüntüdür. Meme estetiği İstanbul’da bu kadar yaygınlaşmasıyla birlikte artık kadınlar özgür bir şekilde istedikleri göğüslere sahip olabiliyorlar.

Dolgun memeler için meme büyütme estetiği

Küçük göğüslere sahip olan kadınlar için büyük meme görünümü hep hayaldir. Küçük göğüslere yakışmayan kıyafetler, kendilerini yeterince kadınsı hissetmeyen kişiler için en iyi çözüm meme büyütme estetiğidir.

Meme büyütme estetiği ile kadınlar kendilerini daha güvende ve mutlu hissederler. Dolgun göğüsler kıyafetlerde daha havalı ve çekici görünür. Küçük göğüslere sahip olan kadınlar arasında en yaygın olarak bilinen yanlışlardan biri doğurduktan sonra göğüslerin büyüyeceğidir. Doğum yaptıktan sonra süt kanallarının gelişmesiyle birlikte göğüslerde geçici bir dolgunluk görünür fakat bu kalıcı değildir. Emzirme süreci bittiğinde göğüsler eski formuna geri dönecektir. Emzirme sürecinin bitmesinden sonra kadınlar meme büyütme estetiği yaptırabilirler.

Meme estetiği ile daha özgüvenli hissedin

Meme büyütme estetiğinden sonra göğüsleriniz ilk üç ay ödemden dolayı normalden daha şiş görünebilir. Bu normaldir. İlk 3 ayı atlattıktan sonra göğüsleriniz normal formuna geri döner, en ideal sonucu 6.ayın sonunda görebilirsiniz.

Meme büyütme estetiğini yaptıranların evde 3 ila 4 gün dinlenmesini öneririz. 5.günden itibaren günlük rutininize ve iş hayatınıza geri dönebilirsiniz.

Büyük memeler nefes darlığı gibi sorunlara yol açabilir

Normalden daha büyük göğüslere sahip olan kadınlarda bel ağrısı, nefes darlığı ve hijyen problemleri ortaya çıkar. Büyük göğüslerin görüntüsünün dışında fiziksel olarak da rahatsız hissedebilirsiniz. Sütyen askısı göğüslerinizden dolayı omuz bölgesinde deformasyon ortaya çıkartabilir, göğüs altında biriken yağlar ve kirler kolay temizlenmediği için gün içinde kötü kokuya sebep olur.

Kilo vermek ile göğüs küçültmek arasında doğru bir bağlantı yoktur. Kilo vermeye çalışarak veya spor yaparak göğüslerinizin küçülmesi çok zaman alacak ve göğüslerinizin en fazla 1 veya 2 beden küçülmesini sağlayacaktır. Pratik bir şekilde ufak ve dik göğüslere kavuşmak isterseniz size önereceğimiz estetik ameliyat; meme küçültme ameliyatıdır.

Meme küçültme ameliyat izi sizi korkutmasın!

Meme küçültme ameliyatından sonra hissizlik oluşmaz. Sadece ameliyat dikişlerinin belirdiği yerde geçici olarak his kaybı yaşanması normaldir. Dikişleriniz alındıktan sonra hisler yavaş yavaş geri gelecektir. Meme küçültme ameliyatının izleri genellikle meme altına gizlenir. Bazı durumlarda meme ortasından da geçen bir kesi açılabilir. Ameliyat izlerinin tamamı bikini altına gizlenen ve dışarıdan bakıldığında görülmeyen izlerdir.

Meme dikleştirme ameliyatı ile gençleşin

Sarkık meme görüntüsü kadınları olduğundan daha yaşlı ve kilolu gösterir. Sarkan memenin sebeplerine bakarsak genellikle aşırı kilo, büyük meme ve ilerleyen yaş faktörünü görürüz. Meme dokusu sarkmaya başladıktan sonra doğal olarak tekrar toparlanması imkansızdır. Bu nedenle sarkma başlar başlamaz meme dikleştirme ameliyatı olmanız önerilir.

Meme dikleştirme ameliyatı yaptırdıktan sonra memeniz daha dolgun görünecektir. İsterseniz meme dikleştirme estetiği ile birlikte meme küçültme estetiği de yapılabilir. Meme küçültme ameliyatı ve dikleştirme ameliyatı sayesinde üst gövdenizde daha ince ve genç bir havanız olacak. Sarkan memenin size kattığı yaşlı ve yorgun ifadeyi meme dikleştirme estetiği ile üzerinizden atabilirsiniz.

Son yılların en çok merak edilen estetiği: Meme dikleştirme

Meme dikleştirme estetiği genellikle meme küçültme estetiği ile karıştırılıyor. Meme dikleştirme ameliyatında sarkan meme dokusu kesilerek çıkarılır ve deri gerilerek tekrar dikilir. Meme dikleştirme ameliyatında meme küçültme olmaz fakat hastanın ihtiyacı varsa meme küçültme ameliyatı ile dikleştirme ameliyatı kombine edilebilir. Böylece tek bir ameliyat kesisinden giriş yapılarak hem meme dikleştirme hem de küçültme uygulamaları gerçekleşebilir.

Op.Dr.Leyla Arvas

Plastik Estetik Cerrahi

Anasayfa

Facebook:@ drleylaarvas

Instagram:@ drleylaarvas

YouTube – Leyla Arvas

Tampon nasıl yerleştirilir?

Arkadaşım Duygu, adet döneminde tampon kullanıyor ve bana tavsiye ediyordu. Ona ilk sorum, “Tampon nasıl yerleştirilir, tampon kullanımı rahat mı?” şeklinde oldu. Benim gibi merak edenler için tampon kullanımı hakkında bilgileri paylaşıyorum.

Tampon kullanımı için merak edilenleri anlatıyorum

Kolayca tampon yerleştirmeyi öğrendim. Adet dönemlerimde her zamankinden daha temiz, rahat ve güvenli hissediyorum. Ben de sizlere, tampon kullanmayı öneriyorum.

1. Tampon nasıl yerleştirilir?

Tampon yerleştirmek için teknik var.

Tampon kullanımı için benim en rahat ettiğim pozisyon çömelmek, bu sayede vajina girişi iyice açılıyor ve tamponu kolayca içeriye yerleştirebiliyorum. İki tür tampon var: Birincisi şırınga gibi itilerek kullanılan, diğeri ise klasik tampon elle içeri doğru yerleştirilen. Ben daha çok klasik tampon kullanıyorum.

Tamponun dışındaki plastik koruyucu bandı çıkarıyorum. Bacaklarımı iyice açarak çömeliyorum ve tamponu parmak ucumla içeri doğru itiyorum. Tamponu hissetmeyecek kadar içeri yerleştirmek gerekiyor. İpinin dışarıda kaldığından emin olun.

2. Ben neden tampon kullanıyorum?

Tampon kullanmaktan çok memnunum.

Biliyorum, tampon ülkemizde pek yaygın değil ama bir kere deneme şansı verdiğinizde, ondan vazgeçmeyeceksiniz. Çünkü sızıntı yok, koku yok, kıyafetten belli olmak yok, taşıması kolay, kaşıntı veya tahriş olmak yok… Tampon kullanarak, adet döneminde havuz veya denize girmek, abiye elbise giymek gerçekten çok büyük rahatlık.

3. Tampon kullanmak zararlı mı?

Bazı püf noktalarına dikkat etmek gerekiyor.

İki saatte bir, eskisini çıkarıp yeni tampon yerleştirmek gerekiyor. Bu sayede vajina içi sağlık ve temizliği koruyabiliriz. Yalnız, genital bölgede akıntı, mantar gibi hastalıklar varsa tampon kullanımı sizin için uygun olmayabilir.

4. Tampon kızlık zarını bozar mı?

Vajinal tampon bakirelere uygun değildir.

Tampon, vajina içine yerleştirildiği için kızlık zarını bozar. Bu sebeple, eğer bakireyseniz kesinlikle tampon kullanmayınız. Adet dönemlerinde hijyenik ped kullanmak sizin için uygundur. Cinsel ilişki yaşamaya başladıktan sonra tampon kullanabilirsiniz.

5. Tampon nasıl seçilir?

Size en uygun tamponu seçebilirsiniz.

Regl döneminin yoğunluğuna ve vajina boyutuna göre size en uygun tamponu seçerek kullanmaya ve adet günlerinde tampon rahatlığını yaşamaya başlayabilirsiniz. Üstelik, tampon çantanızda az yer kaplar ve istediğiniz yere rahatlıkla götürebilirsiniz; çantanın ucundan köşesinden görünmez.

Tampon kullanmaya ilk başladığınız günlerde kendinizi biraz rahatsız hissedebilirsiniz, bu çok normaldir. Tamponu doğru şekilde yerleştirip alıştığınızda, regl olduğunuzu bile unutacaksınız. Abiye elbise veya beyaz pantolon giyeceğiniz zamanlarda “eyvah acaba ped kullandığım belli olur mu?” gibi endişeler yaşamayacaksınız.

6. Tampon kullanmak sağlıklı mı?

Tampon yerleştirme şeklinde dikkat etmelisiniz.
•Koku yapmaz, rahat edersiniz.
•Sızıntı yapmaz, kıyafetleriniz kirlenmez.
•Havuza, denize girebilirsiniz.
•Alerji, kaşıntı, sivilce yapmaz.
•Kirli kanı güçlü bir şekilde çeker.
•Yanınızda taşıması ve çöpe atması kolaydır.
•Abiye elbiselerden veya açık renk kıyafetlerden belli olmaz.
•Adetliyken ağda yaptırmak isterseniz, tampon takıp yaptırabilirsiniz çünkü kan akışını durdurur.

Tampon hakkında en çok merak edilenler

Tampon kullanımı bence çok rahat hissettiriyor.

Tampon kullanımında sanılanın aksine idrara çıkmada sıkıntı yaşanmaz. Çünkü idrar deliği ve adet kanının geldiği yer farklıdır. Tampon kullanımı yüzme, dans ve zorlu spor etkinliklerine olanak sağlar.

Adet süresince oluşan kokunun önüne geçmesiyle kadınların bu dönemi rahat geçirmesini sağlar. Adet dönemi dışında akıntı ya da herhangi bir fizyolojik neden sebebiyle kesinlikle tampon kullanmayınız. Uzun süreli kullanımlarda (6-8 saat), özellikle sıcak havalarda toksik şok sendromuna sebep olabilir. Bunun için tamponunuzu süre uzamadan çıkartın.

Tampon kullanımı hakkında 10 bilgi

Hijyenik ped yerine tampon kullanımı tercih eden kadınların sayısı artıyor. Özellikle adet döneminde deniz girmek, abiye elbise giymek isteyenler tamponun rahatlığından faydalanıyor.

yakın arkadaşınız “Yüksek Topuklar” olarak, bu özel konuyu mercek altına alıyoruz. Tampon kullanımı hakkında en çok sorulan soruların cevaplarını sizinle paylaşıyoruz.

Soru 1: Vajinal tampon nedir?

Tampon adet döneminde kullanılır

Vajinal tampon, adet döneminde kullanılan koruyucu bir aparattır. Vajina içine yerleştirilen tampon, vücuttan atılması gereken adet kanını toplar. İç çamaşırına sızmadan adet kanının güvenli bir şekilde vücuttan atılmasına yardım eder. Kaşıntı, koku veya pişik yapmaz. Temiz hissettirir.

Soru 2: Tampon nasıl yerleştirilir?

Zamanla daha kolay yapabilirsiniz

Bir kere kullanmayı öğrendikten sonra tampon takmak gerçekten çok kolaydır. Önce ellerinizi yıkayıp kurulayın. Sonra fitil şeklinde olan tamponun dışındaki jelatini çıkarın. İç çamaşırınızı çıkarın veya bacaklarınıza doğru sıyırın.

Alaturka tuvalete oturur gibi çömelin. Tamponun sivri ucu öne gelecek şekilde vajinaya doğru ittirin. Tamponu vajina içine doğru olabildiğince ileri itmeye gayret edin. Ancak tamponun ipinin dışarıda kalmasına dikkat edin.

Soru 3: Tampon denize girerken kullanılır mı?

Deniz veya havuza girerken kullanılabilir.

Adetliyken denize girmek en merak edilen konulardan biridir, eğer tampon kullanıyorsanız adetliyken denize girebilirsiniz. Çünkü, tampon vajina içine yerleştirilir ve adet kanının vücuttan sızmadan tampondaki pamukta birikmesini sağlar. Bu yüzden sızma olmadan denize veya havuza girebilirsiniz. Ancak, güvenliğiniz için 2 saatte bir tampon değiştirmeye dikkat edin.

Soru 4: Bakireler tampon kullanabilir mi?

Tampon vajina içine yerleştirilir

Hayır, bakireler tampon kullanamaz. Çünkü vajina içine yerleştirilen tampon sert bir cisimdir ve kızlık zarının bozulmasına neden olur. Bu sebeple bakireler kesinlikle tampon kullanamaz.

Soru 5: Tampon kullanmak zararlı mıdır?

Zararlı değildir ama dikkatli olmak gerekir

Hayır, tampon kullanmak zararlı değildir. Koku, kaşıntı ve hijyenik ped gibi kıyafete iz yapmadığı için adet döneminde konfor sağlar. Ancak kullanırken bazı püf noktalarına dikkat edilmesi gerekir.

Eğer kadın hastalıkları tedavisi görüyorsanız, vajinal akıntı veya kaşıntı probleminiz varsa tampon kullanmak sizin için uygun olmayabilir. doğru bilgi için doktorunuza danışın, tavsiyesine göre hijyenik ped veya tampon kullanın.

Soru 6: Tampon ağrı yapar mı?

Tampon ağrı yapmaz ama doğru yerleştirilmelidir.

Tampon kullanımını doğru yaptıysanız, vajina içinde tampon olduğunu bile hissetmezsiniz! Ancak, tampon vajina girişinde kalmışsa veya tam yerine oturmamışsa ağrı yapabilir. Böyle durumlarda tamponu çıkarın ve yeniden takın.

Soru 7: Tampon vajinada unutulursa ne olur?

Hemen jinekolog hekime başvurmalısınız

Tamponu rahatça çekip çıkarmak için uzun bir ipi vardır, eğer bu ip koparsa veya bir şekilde tampon vajina içinde kalırsa sakın elinizi sokup çıkarmaya çalışmayın. Eğer tampon vajina çıkışına yakınsa, ıkınarak tamponu çıkarabilirsiniz. Ancak ilerideyse, hemen bir jinekolog hekimle görüşüp tamponu çıkarttırmanız gerekir.

Soru 8: Kirli tamponu nereye atmalıyım?

Kirli tamponu klozete atmamalısınız.

Kirli tamponu klozete atabilirsiniz çünkü suda çözünebilir özelliktedir. Ancak, herhangi bir tıkanmaya yol açmamak için en ideali bir tuvalet kağıdına sarıp çöp kutusuna atmaktır.

Soru 9: Tampon ne sıklıkta değiştirilmeli?

Sağlık ve temizlik için kullanım süresi önemlidir.

Her kadın adet kanaması miktarı farklıdır. Eğer çok kanama oluyorsa 3 saatte bir tampon değiştirmenizde fayda var. Ancak kanama normal seyrinde devam ediyorsa, 4-5 saatte bir değiştirmek uygundur. Ancak kesinlikle daha uzun süre vajina içinde tutmayın, yeni tampon kullanın. Ayrıca, gece uyurken tampon kullanımı tavsiye edilmez.

Soru 10: Tampon fiyatları nelerdir?

İndirim dönemlerini takip edebilirsiniz.

Türkiye’de genelde Kotex ve OB markalarında tampon satılmaktadır. İçlerinde genelde 20 adet tampon olur ve ortalama 8-10 TL’ye satılıyor. Elbette tampon, hijyenik pedlere göre daha maliyetli bir koruma yöntemidir. Ancak, tampon takarak rahatça dar elbise giyebilir, havuza veya denize girebilirsiniz.

Ekonomik bir çözüm olarak şu önerimizi deneyin: Evde olduğunuz günlerde hijyenik ped, özel günlerde tampon kullanabilirsiniz.

Tıkla oku: Kadınlar adet döneminde ne ister?

Aspir yağı zayıflatır mı? Nasıl kullanılır?

Kilo vermenin doğal yolunu tercih edenler, aspir yağından faydalanıyor. Eğer siz de onlardan biri olmak isterseniz, ‘aspir yağı zayıflatır mı, nasıl kullanılır?’ gibi soruların cevaplarına özel haberimizden ulaşabilirsiniz.

Aspir yağı, kilo vermekten saç bakımına, ruh sağlığını güçlendirmekten kan şekerini dengelemeye kadar birçok alanda mucizevi faydalar sağlıyor. E vitamini, Omega 6 yağ asitleri, demir, kalsiyum, fosfor ve B vitaminleri içeriyor.

1. Aspir yağı ne işe yarar?

Kilo vermek için kullanılır.

Prof. Dr. Fikret Akınerdem, bu yağın içerdiği CLA ve Omega 6 özleriyle, kilo vermeye yardımcı olduğunu belirtiyor. Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde yapılan çalışmalar, sağlıklı zayıflamada etkisini gösteriyor.

2. Aspir yağı nasıl kullanılır?

Aspir yağı içebilirsiniz.

Sabah ve akşam birer tatlı kaşığı aspir yağını şifa niyetine içebilirsiniz. Amacınız kilo vermekse, beraberinde mutlaka temiz beslenme ve spor olmalıdır. Prof. Dr. Fikret Akınerdem, özellikle şu noktaya dikkat çekiyor: Spordan yirmi dakika önce bunu içerek, vücuttaki fazla yağları daha güçlü bir şekilde yakmak mümkündür.

3. Obezite tedavisinde destekleyici midir?

Aspir yağı zayıflamaya yardımcı olur.

Doğal CLA, Omega 6 yağ asitleri içeren aspir yağı, obezite tedavisinde destekleyici öğe olarak kullanılıyor. Kilo verirken dengeli bir beslenme ve egzersiz programına dahil edildiğinde, metabolizma hızını yükseltiyor. Kişinin iştah dengesini sağlamaya yardımcı oluyor.

4. Bu yağın başka hangi faydaları var?

Mutlu hissetmeye faydalıdır.

Sadece kilo vermek için değil, daha yüksek mutluluk için bu yağdan faydalanabilirsiniz. Ruh hali dengesini sağlayan hormonlardan biri olan serotonin, aspir yağı etkisiyle daha fazla salgılanıyor. Yani kişi kendini daha zinde ve mutlu hissediyor.

5. Adet düzensizliği için etkisi nedir?

Aspir yağı hormon dengeler.

Evet, adet düzensizliği için doğal çözüm olabilir. Hormon dengesini sağlayıp, kadınlarda daha düzenli bir regl sistemi oluşmasını destekleyebilir. Aynı şekilde, sabah ve akşam birer tatlı kaşığı, adet düzensizliğini gidermek için kullanabilirsiniz.

6. Aspir yağı saç için nasıl kullanılır?

Saç bakım maskesi olarak kullanılır.

Bir güzel haberimiz daha var: Bu şifalı bitkisel yağ E vitamini içeriyor. Bu demek oluyor ki, saç derisi ve köklerini beslemek için faydalıdır. Haftada bir kez saç bakımı için saç diplerine masaj yaparak sürüp iki saat bekletin, ardından şampuanlayın.

7. Aspir yağının besin değeri nedir?

Besin değeri yüksektir.

Yapılan incelemeler, besin değerini ortaya çıkarıyor. Sadece Omega 3 ve 6 yağları değil, E vitamini, kalsiyum, fosfor ve demir içeriyor.
•OMEGA-6: (%70)
•OMEGA-3 (%1-2)
•E vitamini (310 ppm)
•İYOD ENDEKSİ: 150 ila 140
•KALSİYUM: 126 mg Ca,
•FOSFOR: 310mg p,
•DEMİR: 9.7 mg Fe,
•LİF: 25,1 Gr.
•B-1 VİTAMİNİ: 0.25 mg Tiyamin,
•B-2 VİTAMİNİ: 0.01 mg Riboflavin,
•B-3 VİTAMİNİ: 0.5 mg Niasin

Son olarak, aspir yağı satın alırken soğuk sıkım ve saf olmasına özen gösterin. Ancak, bu şekilde gerçek faydasını görebilirsiniz.

Kaynak: https://www.selcuk.edu.tr

Hymenoplasti operasyonu hakkında bilinmesi gerekenler

Hymenoplasti, hasar görmüş kızlık zarının dikim operasyonunu da kapsayan bir tıbbi estetik alanıdır. Türkiye’de ve birçok dünya ülkesinde, farklı anlamlar yüklenen bekaret, birçok sosyal ve ailevi probleme neden olabilmektedir.

Bu nedenle bekareti temsil eden kızlık zarı yapısının dikim, tedavi ve diğer tüm süreçleri ile ilgili bilgileri, bu içeriğimizde bulabilirsiniz.

Kızlık zarı yırtılması nasıl gerçekleşir?

Vajinanın içine parmak, penis ya da farklı bir cisim girdiğinde veyahut, vajinanın etkilenebileceği fiziksel bir darbe yaşandığında kızlık zarı bozulabilmektedir. Kızlık zarının yırtılması sonucunda yaşanan kanamanın şiddeti, tamamen zarın fizyolojik özelliklerine bağlıdır. Zarın yapısı ve kalınlığı burada önemlidir. Bu nedenle, kızlık zarı bozulması sonrasında yaşanan süreç, tüm kadınlarda aynı şekilde ilerlemeyebilir.

İlk cinsel ilişkide kızlık zarı kesinlikle kanar mı?

Toplum içinde yaygın bir kanı olsa da, kızlık zarı ilk cinsel ilişki esnasında mutlaka kanamak zorunda değildir. Yaşanan fiziksel etki sonrasında, kızlık zarının bütünlüğünde bir değişim yaşanmaktadır. Kızlık zarında, çok az sayıda kılcal damar bulunmaktadır ve kanama olsa dahi, az miktarda olmaktadır. Kızlık zarının patlaması gibi tabirler, negatif etki ortaya çıkartacak kaygıların yerleşmesine neden olabilir.

Kızlık zarı yırtıldığında, tedavi ile tamiri mümkün müdür?

Kızlık zarının, biyolojik olarak varlık nedeni, vajinanın mikroplardan ve bakterilerden korunmasıdır. Ancak geçmişten bugüne, tüm dünyada kızlık zarına yüklenen psikolojik ve sosyal manadan ötürü, kızlık zarının bozulma durumlarına karşı, kızlık zarı dikim operasyonları tercih sebebi olmuştur. Oldukça kısa süren, kolay ve ağrısız bir estetik operasyon olan kızlık zarı dikim işlemleri, hymenoplasti bölümünde incelenmektedir. Hymen, latincede kızlık zarı anlamına gelmektedir.

Kızlık zarı dikimi operasyonları kaç çeşittir? Kalıcı ve geçici kızlık zarı dikim

Kızlık zarı dikim işlemleri, geçici ve kalıcı işlemler olmak üzere iki ana bölümde sürdürülmektedir. Eğer, cinsel birleşmeden önce, geçici bir niyetle kızlık zarının tamiri isteniyorsa geçici kızlık zarı tamiri, uzun süre boyunca zar yapısının var olması isteniyorsa uzun vadeli kızlık zarı tamiri anlamına gelen kalıcı kızlık zarı tamiri, yani flep yöntemi uygulanır.

Geçici kızlık zarı tamiri

Geçici kızlık zarı dikim operasyonu, ilişkiden 2 gün ile 6 gün önce yapılmaktadır. Bu operasyonda, zara kendiliğinden kaybolan küçük dikişler atılmaktadır. Bu durumda, ilk cinsel ilişki esnasında kanama gerçekleşir. Geçici kızlık zarı tamiri, kullanımı yoğun olan, tercih edilen bir yöntemdir. Bu operasyonlarda, kesin bir sonuç almak istiyorsanız yalnızca deneyimli jinekologlara güvenmelisiniz.

Kalıcı kızlık zarı tamiri: Flep yöntemi

Kızlık zarı tamiri konusunda kısa süreli değil, uzun vadeli bir çözüm arıyorsanız flep yöntemi aradığınız yöntemdir. Uzun bir süre etkisini gösteren bir çözüm olan flep yöntemi ile, mikrocerrahi çalışmalar ile kızlık zarı, bir doku parçası ile yeniden oluşturulur. Ağrı ya da acı hissedilmeyen flep operasyonları, ortalama 15 dakika süren işlemlerdir ve oldukça kolay bir şekilde sonlanır. Genital bölgede hissedilen kısa süreli gerginlikler bu operasyonda söz konusu olabilir. Lokal anestezi ya da genel anestezi uygulamaları ile, kalıcı kızlık zarı operasyonu olan flep yönteminde, ciddi bir ağrı ya da acı asla söz konusu olmaz.

Geçici kızlık zarı dikimi ve kalıcı kızlık zarı dikimi arasındaki farklar nelerdir?

•Kalıcı kızlık zarında, dikim işlemi ilişkiden en az 6 hafta önce yapılmaktadır. Geçici kızlık zarında ise ilişkiden 4-5 gün önce yapılması uygundur.
•Geçici kızlık zarı dikimi, ağrı anlamında daha hafif bir operasyondur. Kalıcı kızlık zarı dikimi, operasyon tarafı bir nebze olsun yüksek bir işlem olduğu için, daha ağrılı bir yöntemdir.
•Kalıcı kızlık zarı dikim işlemleri 25-30 dakika sürebilmektedir. Geçici kızlık zarı dikimi ise en fazla 15 dakika süren, daha kısa bir işlemdir.
•Kalıcı kızlık zarında, sedasyontipi anestezi ile yapılmaktadır. Geçici kızlık zarı tamirinde ise lokal anestezi uygulaması yeterlidir.

Kürtaj işleminden sonra kızlık zarı dikimi yapılabilir mi?

Çok fazla bilinmemesine karşın, kürtaj işleminden sonra da kızlık zarı dikimi yapılabilmektedir. İstenmeyen gebelikler için yapılan kürtaj operasyonunun ardından, flep yöntemi ile kızlık zarı tamiri işlemi yapılabilmektedir.

Kızlık zarı dikim işlemleri kimlere yapılabilir?

Ankara ve İstanbul’da başta olmak üzere, kızlık zarı dikim operasyonları Bursa, İzmir, Adana gibi büyük şehirlerin tamamında yapılabilmektedir. Kızlık zarının yasal olarak yapılabilmesi için, estetik operasyonu kapsamında olmasından ötürü yalnızca 18 yaşını doldurmuş kadınlara, kendi rızaları dahilinde yapılabilmektedir. Doğum yapmış kadınlar, kürtaj yaşamış ya da menopoz dönemindeki kadınların tamamına kızlık zarı tamiri operasyonu yapılabilmektedir. Kızlık zarı dikim işleminde, kaç kere ve ne zaman cinsel ilişkinin yaşandığı önemli değildir.

Kızlık zarı dikim operasyonundan sonra nelere dikkat edilir?

Kızlık zarı dikim işleminin ardından, kısa vadede dikkat etmeniz gereken konular vardır. Herhangi bir enfeksiyon durumu olmaması adına, bu önerilen tavsiyeleri dikkate almanız gerekmektedir:
•Kişisel hijyeninize özen göstermeniz gerekmektedir. İlk iki gün boyunca genital bölgenin suyla temas etmemesi önemlidir. 2 günün ardından ise, duş alırken ayakta olmanız önem taşımaktadır. Genital bölgenin kuru kalmasına ilk günlerde önem vermeniz gerekmektedir.
•Kızlık zarı dikim operasyonunun ardından, zengin ve lif açısından yoğun olan besinler tercih edilmelidir. Proteini ve vitamini bol besinler ile vücudun adaptasyon süreci hızlandırılmalıdır.
•Evlilik öncesinde, kızlık zarı dikim operasyonunun bir kere daha uzman jinekolog tarafından kontrol edilmesi, oluşabilecek tüm aksiliklere karşı bir önlemdir.

2020’de kızlık zarı dikim operasyonu fiyatları

Kızlık zarı dikim operasyonun fiyatları, genel olarak değişkenlik göstermektedir. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Adana, İzmit gibi büyük şehirlerde birçok klinikte gerçekleşebilen bu operasyonların, 2020 güncel fiyatlarında en önemli değişkenlerin başında operasyonun türü geliyor. Geçici kızlık zarı dikim operasyonu fiyatları, kalıcı flep tipi kızlık zarı operasyonuna göre daha düşük fiyatlıdır.

Kaynak: https://www.esracabukcomert.com/kizlik-zari-dikimi-ankara/

Rahim ağzı kanseri aşısı yaptırın!

Doç. Dr. Ömer Nicat Çobanoğlu, kadınlarda sıkça rastlanan rahim ağzı kanseri hakkında uzman görüşü paylaşıyor. HPV aşısı hakkında merak edilenleri açıklıyor.

Aktif cinsel yaşama başlamadan önce yaptırılacak HPV aşısı, 21 yaşından sonra ise düzenli rahim ağzı muayenesi, pap-smear testleri ve HPV tiplemesi kansere karşı kadınların bir adım önde olmasını sağlıyor.

HPV enfeksiyonu taşıyan kadınların da aşı yaptırmasında bir sakınca olmadığını söyleyen Doç. Dr. Ömer Nicat Çobanoğlu; “Koruyuculuğu büyük oranda etkili olan HPV aşıları, 9 yaşından itibaren uygulanabilir. Oldukça güvenli olan bu aşılar için ideal zaman cinsel yaşam başlamadan önceki yıllardır. Kişinin öncesinde abnormal PAP Smear, siğil ve HPV enfeksiyonlarını taşıması aşılama için engel değildir ancak bu durumda aşının koruyuculuğu daha düşük olacaktır” dedi.

Rahim ağzındaki hücrelerin yüksek riskli HPV tipleri enfeksiyonu ile ortaya çıkan rahim ağzı (serviks) kanseri, kadınlarda sık görülen kanser türleri arasında yer alıyor. Gelişmiş ülkelerde daha çok görülmesine karşın son 30 yılda uygulanan HPV aşılarının ve tarama testlerinin yaygınlaşması, kanser oranlarının azalmasına yardımcı oluyor.

Tarama programları ile hastalığı erken evrede hatta öncül kanser kondisyonları seviyesinde iken tespit etmenin mümkün olduğunu belirten Türkiye İş Bankası İştiraki Bayındır Söğütözü Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ömer Nicat Çobanoğlu, öncül kanser kondisyonlarının teşhis ve doğru tedavisi ile serviks (rahim ağzı) kanserinin neden olabileceği ölümlerin ciddi şekilde azaldığını dile getirdi. Rahim ağzı kanser taraması için 21 yaş üstü ya da aktif cinsel hayatı olan kadınların mutlaka düzenli doktor muayenesinden geçmesi gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Ömer Nicat Çobanoğlu; “Tarama programları ile rahim ağzı kanseri taramaları, rahim ağzının sitolojik tetkiki(PAP Smear), HPV tiplemesi, sebat eden anormal olgularda yapılacak kolposkopik gözlem ve gerektiğinde uygulanacak biyopsiler ile öncül kanser kondisyonların tanı ve tedavisi gerçekleştirilir” diye konuştu.

Human Papilloma Virus (HPV) isimli virüs, rahim ağzı kanserinin oluşmasında büyük rol oynuyor. Özellikle cinsel yolla bulaşan bu hastalık, sigara kullanımı, mevcut Chlamydia ve Herpes infeksiyonlarında sinerjik etki ile artış gösteriyor. Rahim ağzının sitolojik tetkiki, PAP Smear ve HPV tiplemesinin yapılması ile rahim ağzı kanserinin öncül kondisyonlarının tanısının konulduğunu söyleyen Doç. Dr. Ömer Nicat Çobanoğlu sözlerini şöyle sürdürdü; “Rahim Ağzı Hücre İçi Lezyonu adını verdiğimiz CIN rahim ağzı kanserinin öncül kondisyonudur. Tanı sonrasında kadınların CIN derecelendirmesi yapılır. Negatif sonuçlara sahip kadınlar ile risk ve yüksek risk grubundaki kadınlara yaklaşım bireyselleştirerek, kontrol ve takip protokolü düzenlenir” dedi.

HPV ve CIN değeri bakımından yüksek risk tipleri (16,18,31,33,45,52,58) tüm rahim ağzı kanserlerinin %90’ından fazlasında sorumlu etkendir. Rahim ağzı kanserine karşı HPV aşıları gündeme gelir. Koruyuculuğu büyük oranda etkili olan HPV aşıları, 9 yaşından itibaren uygulanabilir. Oldukça güvenli olan bu aşılar, 15 yaşından genç olgularda 2 doz, 15 yaşından büyük olgularda 3 doz şeklinde yapılır.

İdeal aşı zamanı cinsel yaşam başlamadan önceki yıllardır. 27 yaşından büyük kişilerde aşılama, kişiye göre bireyselleştirilir ve 45 yaşına kadar uygulama yapılabilir. Kişinin öncesinde abnormal PAP Smear, siğil ve HPV enfeksiyonlarını taşıması aşılama için engel değildir ancak aşının koruyuculuğu daha düşük olacaktır. Ve buna ek olarak, HPV aşı uygulaması mevcut HPV enfeksiyonunu ortadan kaldırmaz.

Yayınladığımız yabancı film ve yabancı diziler de telif ihlali olduğunu düşünüyorsanız [email protected] adresinden bize bildirebilirsiniz. Telif ihlali ispatlanan yayınlar 48 saat içerisinde yayından kaldırılacaktır. -
diyarbet - diyarbet - diyarbet - diyarbet - diyarbet - diyarbet - diyarbet - diyarbet - diyarbet - diyarbet - diyarbet - diyarbet - diyarbet - diyarbet - sweet bonanza - aviator bahis - aviator giriş - aviator oyna - tombala siteleri - mrbahis - betingo - xslot giriş - pragmatic slot oyunları - egt slot oyunları - egt slot oyna - sugar rush oyna - betibom - sweet bonanza demo - dog house megaways oyna - big bass bonanza oyna - gates of olympus oyna - ganobet - bonus hunt - barn festival oyna - trwin - wild west gold - wild wild riches oyna - hiperwin - casipol - casipol - casipol - casipol - casipol - casipol - casipol - casipol - casipol - casipol şikayet - casipol twitter - casipol giriş - casipol şikayetvar - casipol - casipol - casinoprom - casinoprom - casinoprom - casinoprom - casinoprom - casinoprom - casinoprom - casinoprom - casinoprom - casinoprom - casinoprom - casinoprom twitter - casinoprom - casinoprom şikayetvar - casinoprom - Bu günlerde istediğimiz zaman, istediğimiz yerde online film ve yabancı dizi izlemenin tadını çıkarma fırsatımız olduğu bir zamanda yaşıyoruz. Sadece 15 yıl önce, aşk filmleri, aksiyon filmleri, komedi filmleri, macera filmleri izlemek istediğimizde kaliteli (Full HD) bir şekilde internetten izlemek imkansız gibiydi. - - Onwin - Şu anda, istediğiniz zaman heryerden film ve yabancı diziler izleyebileceğiniz gibi işler eskisi gibi değil. Yabancı Film olarak, filmlerin tamamını 1080p (Full HD) kalitede izlemeyi ücretsiz bir şekilde sizlere sunuyoruz. - İnternetin geçmişe göre çok daha hızlı olma yolunda ilerlemesi online olarak hd film izleme imkanımızı arttırıyor. En iyi filmleri online ve ücretsiz olarak sunduğumuzdan kendinizi saatler boyunca film indirmekten kurtarabilirsiniz. Sitemizde 720p, 1080p, hd filmler ile aradığınız eğlenceyi en hızlı şekilde yakalayabilirsiniz. hipercasino - - - hiper casino - - - hipercasino - - - hiper casino - - - hipercasino - - - hiper casino - - - casinoslot - - - casinoslot - - - casinoper - - - casinoper - - bahisnow - bahisnow - - casinoper - - - casinoper - - - casinoper - - - casinoper - - - casinoper giriş - - - casinoper giriş - - casinoper giriş - - casinoper giriş - - bahisnow - casino slot - hipercasino - deneme bonusu - https://www.escortsmate.com - - bursa escort - ataşehir escort - Konya escort - betpas giriş - - restbet giriş - kadıköy escort - anadolu yakası escort - romabet - ligobet - roketbet - pendik escort - arnavutkoy escort avcılar escort avcılar escort halkalı escort istanbul escort esenyurt escort sşişli escort kapalı escort taksim escort taksim escort
-
arnavutkoy escort avcılar escort avcılar escort halkalı escort istanbul escort